Tüy gibi hafiftir yalnızlık; ama bedene... Ruha ise 1988 Seul Olimpiyatları'ndaki Naim gibi rekor üstüne rekor kırdıracak kadar ağırdır. Herkes seni izler; ama kimse yardım etmez, edemez. Sessizce bekleşirler, ne yapacağını görebilmek için.
1. Yalnız Biri iste; başkaları istenmeye değmiyor.
Sadece ve sadece Allah’ı iste, Onu sev, Ona muhabbet et. Çünkü Allah’tan gayrı her şey kendi başına kendi adına kendi hesabına bir anlam bir değer taşımıyor. Allah’tan gayrı olan şeylerin asıl amaç ve misyonu Allah’ı hatırlatmak, Ona yöneltmek ve Onu sevdirmek içindir. Öyle ise asıl ve amaç dururken, asla ve amaca hizmet eden araçlara gönül bağlamak ahmaklık olur.
2. Biri çağır; başkaları imdada gelmiyor.
Sadece ve sadece Allah’tan yardım iste, Ona dayan Ondan medet um. Çünkü kainatta mutlak güç ve söz Onundur, diğerlerinin elinden bir şey gelmez; onlarda benim gibi aciz, çaresiz ve imdada muhtaç varlıklardır. Mahkumun kötüsü jandarmaya dert yanarmış, oysa hükmü verecek yargıçtır, derdini jandarmaya değil yargıca anlat.
3. Biri talep et; başkaları lâyık değiller.
Sadece ve sadece Allah’ı iste, Onu talep et ve Ona perestiş göster. Başkaları istenmeye ve talep edilmeye değmez. Çünkü onlarda bizim gibi gelip geçici, elinden bir şey gelmez fani varlıklardır.
4. Biri gör; başkaları her vakit görünmüyorlar, zeval perdesinde saklanıyorlar.
Sadece ve sadece Allah’ı gör, Ona odaklan Ona yönel, Onunla huzur bul. Başkaları insan kalbini tatmin edecek kadar sürekli ve daimi değildirler. insanın duygu ve kalbini tatmin edecek yegane görülmeye ve yönelnilmeye layık maşuk Allah’tan başkası değildir.
5. Biri bil; marifetine yardım etmeyen başka bilmekler faidesizdir.
insanın kâinata gönderilmesindeki en büyük gaye, Allah’ı isim ve sıfatları ile tanımak ve bilmektir. Bu gaye gerçekleşmez ise, yani insan hakikî bir marifet ile Allah’ı tanımaz ise insanın yaratılış gayesi tahakkuk etmemiş olur. Nasıl ki meyve vermeyen ağaç kesilip yakılıyorsa, insan da Allah’ı tanımaz ve O’na ibadet etmezse, cehennemlik bir odun olur. Allah’ı bilmedikten ve tanımadıktan sonra, dünyevî diğer bilgi ve malumatlar ancak kabir kapısına kadar işe yarar, ondan sonra hiçbir kıymeti kalmaz.
6. Biri söyle; Ona ait olmayan sözler mâlâyâni sayılabilir.
Dünyada gereksiz ve işe yaramaz söz ve davranışlardan uzak dur, ancak ve ancak Allah’a yaklaştıracak tefekkür, zikir, tezekkür ve faydalı işler ile uğraş. Yani Allah’ı an, Onu zikret, Onun rızasını kazandıracak meşru işler ile meşgul ol.