Belki herkesin farkına varamayacağı, ancak söyle bir düşününce gün yüzüne çıkan ve gerçeklik payı fazlasıyla yüksek olan bir his.
Zaten ülkemizde herkes bir şekilde birilerini kazıklamak istiyor; bu bakımdan çok ideal bir ülkeyiz. Nerede ne alsan hiç yoktan vergiler ile kazıklanmak mümkün oluyor. Ancak benim en sevdiğim ve ruhumu okşayan şey, bizzatihi satıcı vasıtası ile fiyatı şişirilmiş yahut değerinden daha düşük bir ürünü, dahası ayıplı bir ürünü almak.
Hayatım, bile isteye yaşadığım bu tatlılıkla ile doludur. En eski kazıklanma anım, 5 yaşındayken bisikletimi arkadasa satıp üzerine para vereceğim konusunda ikna edilmem idi. Evet efendim, o yaşlarda iken bir şey satıldığında satıcının alıcıya para ödemesi gerektiğini düşünmüştüm; öyle de geri zekalı bir çocuktum...
Mamafih, tüm yaşantım bu tip anılar ile dolu olmakla birlikte en son geçen sene aldığım arabadan yendiğim o tatlı kazığı unutamam. Arabada bir şey yok diye almıştım ancak araç pert çıkmıştı ve tamı tamına 13.500 bin TL masraf yapmıştım.
Söyle bir düşününce öyle tatlı ve iç gıcıklayıcı bir his bırakıyor ki anlatamam. Umarım yakın süreçlerde ve hayatimın geri kalanında daha güzel ve tatlı kazıklanmalar ile karşılaşırım...