asil isi olan kazancilik sebebiyle kazanci lakabiyla anilan urfali ozan. sira gecelerinin vazgecilmez ustasiydi. piyasada paraya baska bir isim takanlarin cogunu yetisirmis kisidir. bu kadar onemli birisi olmasina ragmen soba sehirlenmesinden olmustur. nasil kahretmem? sonra oldukten sonra birden degeri artti amerikan dolari gibi. tukuruk sahsiyetliler, olmeden once sizi adam yapan adami bir kere hatirlasaydiniz ya.
Üstadın beni bitiren gazellerinden biri...(Ruhun şad olsun ...)
Nice hasret-i dildar ile giryan olayım
Yanayım ateş-i aşkın ile büryan olayım
Görmedim gül yüzünü ah- u figan etmedeyim
Kapladı bu nar-ı firkat hüsnü gam alu demi
Korkarım hacre kadar böylece suzan olayım
Sevdiğim rahmet yeter incitme artık kalbimi
Ger dilersen yusuf-u asa bendi zindan olayım
Lütfü'yüm bülbül gibi gülşende feryat eylerim
Vuslat-ı yar ile ancak şad-ı handan olayım
osmanlı türkçesiyle muhteşem türküler yaratan türk insanının yine öldükten sonra hatırlayabildiği en kalitelilerden birisi .. ne kadar acıdır ki katalitik zehirlenmesinden ölmüştür !..
Kazancı Bedih lakabıyla tanınan Bedih Yoluk 1929 yılında Şanlıurfanın Siverekli Mahallesinde doğdu. Babası Dalyanlardan Culhacı (Dokumacı) Halildir. Evli olup, Halil, Mehmet, Şükran, Naci, Remziye, Nihat ve Müzeyyen isimlerinde 7 çocuk babasıdır. Asıl mesleği kazancılıktır. Bu nedenle kendisine Kazancı Bedih denilmektedir. Herkes kendisini bu lakapla tanır. Kazancı olarak ilk ustası Hasan Diyar'dır ve uzun zaman bu ustanın yanında çalışmıştır.
eskiya filminde urfa turkusunu soyleyen sanatcidir.hatta urfa gazeli diye gecer.mukemmel girtlaktan sesi vardir.Allah mekanini cennet eyler insallah.ruhu sad olsun.
gerçek sanatçı, soba zehirlenmesinden ölmesi ne acı, oysa pek ala yılbaşında çıkacağı bir ekstradan onlarca milyar alabilir, sanat halk içindir demek istedi bizlere, ben öyle anladım ne azından, sanat için soyunan maymunlara inat insanların kalbine bir ateş bırakıp gitti. nur içinde yat üstad.
zanaatçiliği sanatçılığından daha ön planda olan insandı. mağaraların o güzel akustiği çiğköfteyle yoğrulduğu anlarda, çiğköftenin kazanına bile tad veren üstad; pir.
şanlıurfa'nın yetiştirmiş olduğu en ünlü gazelhanlardan biridir. fuzuli, nabi, nezihe, furugi, abdi gibi çeşitli şairlerin gazellerini şanlıurfa makam geleneğine uygun olarak, davudi ve etkileyici sesiyle okurdu. bir güfteyi farklı makamlarda icra edebilme meziyetine sahipti. Ud, tambur ve cümbüş çalmasını çok iyi bilirdi.
önünde söylediği masalara meze olmamış, kıbrıs taki otellerde şarkı söyleyip gece kumarda kaybetmemiş, hiçbir zaman kral tv nin toplistinde olmamış ahlak timsali bir adamdır. tükendi nahtı ömrüm dilde sermayem bir ah kaldı diyerek yıllardır daha bir derinden ahlayıp oflamamıza neden olmuştur. olsundur... *
sesinin güzelliği adeta genetiktir. ve ailelerinde nesilden nesile geçer.
zira torunlarının hepsi yaşları küçük olmasına rağmen mükemmel seslere sahiptir.
şahsen ben uzaktan akrabam olmaları sebebiyle onlarla her karşılaştığım yerde mutlaka bi şarkı veya türkü söyletirim.
ne ibo, ne müslüm, ne vesair sanatçının bir yorumcu olarak yerini dolduramayacağı merhum. yoksulluktan ölmesi boktan sanatçı dostlarının şimdi onun adını anmasını engellemelidir. çünkü yaşarken hatırlamadıkları için öldükten sonra halt yemelidirler.