1.
cem karaca tarafından da yorumlanmış güzel türkü , sözler kazak abdal'ındır.*
eşeği saldım çayıra,
otlaya karnın doyura
gördüğü düşü hayıra
yoranın da avradını
münkir münafıkın huyu,
yıktı harap etti köyü
mezarına bir tas suyu,
dökenin de avradını
dağdan tahta indirenin,
iskatına oturanın
mezarına götürenin,
imamın da avradını
derince kazın kuyusun,
inim inim inlesin
kefenin diken iğnesin,
dikenin de avradını
müfsidin bir de gammazın,
malı vardır da yemezin
ikisin meyit namazın,
kılanın da avradını
kazak abdal nutkeyledi,
cümle halkı ta'neyledi
sorarlarsa kim söyledi,
soranın da avradını
6.
Benim pirim Hacı Bektaş Veli'dir
Pirim piri Şâh-ı Merdân Ali'dir
Seyit Ali Sultan Kızıl Deli'dir
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır
Erenlerin lokmasından yer isen
Gerçek imâmların aslın der isen
Dinle pendi san derim er isen
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır
Arslan gibi apul apul yürüyen
Kendi özün Hak sırrına bürüyen
Kepeneğin yanı sıra sürüyen
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır
Mümin olan lokmasını yedirir
Her sözleri rumuz ile bildirir
Gümânsız bil onu gerçek velidir
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır
Kızıl Deli ocağından uyanan
Baştan başa yeşillere boyanan
Varıp pirin eşiğine dayanan
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır
Mekân tutmuş Hanbağı'nda bucağın
Bulutlara ağıp tutan sancağın
Uyandıran pirimizin ocağın
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır
Kazak Abdal der rivâyet eyledim
Üç yüz altmış er ziyâret eyledim
Bu da söz başı hikâyet eyledim
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır *
12.
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selâm vermek için kesen beğenmez
Âlemi ta'n eder yanına varsam
Seni yanıltır bir mesele sorsan
Bir cim çıkmaz eğer karnını yarsan
Câmiye gelir de erkân beğenmez
Elin kapısında kul kardaş olan
Burnu sümüklü hem gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir tıraş olan
Berbere gelir de dükkân beğenmez
Dağlarda bayırda gezen bir yörük
Kimi tımar sipah kimi ser-bölük
Bir elife dili dönmeyen hödük
Şehristâna gelir ezân beğenmez
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zu'm-ı fâsidince keyif sürecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahvede fağfuri fincân beğenmez
Yaz olunca yayla yayla göçenler
Topuz korkusundan şardan kaçanlar
Meşe yaprağını kıyıp içenler
Rumeli bohçasını duhân beğenmez
Aslında neslinde giymemiş hâre
iş gelmez elinden gitmez bir kâre
Sandığı gömleksiz duran mekkâre
Bedestene gelir kaftan beğenmez
Kazak Abdal söyler bu türlü sözü
Yoğurt ayran ile hallolmuş özü
Köyden şehre gelen bir köylü kızı
inci yakut ister mercân beğenmez
demiş, güzel de demiş.
2.
Romanya Türklerindendir. Onyedinci yüzyılda yaşadığı sanılan bir ozandır. Şiirlerinin bir kısmı hiciv örnekleriyle doludur. Dili yalın ve sadedir. Rahat okunur. Şiirleri güncelliğini halen korumaktadır.
Kazak Abdal'ın, Bektaşi gelenekleri içinde, yaşam öyküsü ilgi çekicidir. Bu öykü Turgut Koca'nın Bektaşi Şairleri ve Nefesleri kitabında şöyle anlatılmaktadır:
''Rus Çarı'nın kızı bir çocuk doğurur. Fakat bu çocuk, annesinden süt emmez. Bu duruma ne hekimler, ne de papazlar çare bulamazlar. Sonunda Deliorman dergahından, Rusya'dan Tuz parası almak üzere gelen Demir Baba'ya: ''Sen keramet ehli bir azizsin. Bu çocuğu tutulduğu hastalıktan kurtar.'' diye yalvarırlar. Demir Baba da: ''Bu çocuğun süt emmesini sağlar isem, tekkeme nezreder misiniz?'' der. Kabul ederler. Demir Baba çocuğa: ''Em!'' der. Çocuk, anasının memesini emer. Delikanlılık çağına erince, Demir Baba dergahına gönderirler. Böylece Demir Baba, çocuğu evlat edinir. Adını Ahmed kor. Bu çocuk daha sonraları Balım Sultan'a giderek, el alır ve adı da ''Kazak Abdal'' olur''. söylence böyle bitiyor.
Kazak Abdal'ın ucu tenteneli ve taşlanmış bir mendilinin, Demir Baba dergahında bulunduğunu, Deliorman'dan gelen göçmenler söylemektedirler. Kazak Abdal, Denizli'deki dergahında yatmaktadır.
~http://www.turkuler.com ~
14.
Bugün yaşasa başı tazminat davaları, hapis cezaları ve dayaklarla geçecek olan 17. yüzyıl halk ozanı.
Ormanda büyüyen adam azgını
Çarşıda pazarda insan beğenmez
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermek için kesan beğenmez.
Alemi ta’n eder yanına varsan
Seni yanıltır bir mesele sorsan
Bir cim çıkmaz eğer karnını yarsan
Camiye gelir de erkan beğenmez.
Elin kapısında kul kardaş olan
Burnu sümüklü hem gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir traş olan
Berbere gelir de dükkan beğenmez.
Dağlarda bayırda gezen bir yörük
Kim tımar sipahi kimi ser bölük
Bir elife dili dönmeyen hödük
Şehristana gelir ezan beğenmez.
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zum-ı fasidince keyif sürecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahvede fağfuri fincan beğenmez.
Aslında neslinde giymemiş hare
iş gelmez elinden gitmez bir kare
Sandığı gömleksiz duran mekkare
Bedestene gelir kaftan beğenmez.
Kazak Abdal söyler bu türlü sözü
Yoğurt ayran ile hallolmuş özü
Köyden şehre gelen bir köylü kızı
inci yakut ister mercan beğenmez.
8.
romanya türklerinden olduğu söylenir. bektaşi tarikatına bağlıdır. taşlama özellikle şiirleriyle bilinir.
15.
belli ki çok kinlenmiş bir ozandır.
Derince kazın kuyusun
inim inim inilesin
Kefen dikmeye iğnesin
Verenin de anasını
Dağdan tahta getirenin
Mezarına götürenin
Talkınını bitirenin
imâmın da anasını
Kazak Abdal söz söyledi
Cümle halkı dahleyledi
Sorarlarsa kim söyledi
Soranında anasını