paşamızın güzel sözlerinden biridir. kader, kaza gibi zırvalıklar bizi ancak analitik düşünceden uzaklaştıran zırvalıklardır. kader ve kaza demek ben nedenleri bulamıyorum, sonuçları değiştiremiyorum demektir. arabın hiçbir şeyi bizi ilgilendirmez.
Dünyaca malum olmuştur ki, bizim devlet idaresindeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, idarede ve siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır. Fakat, bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. Bizim yolumuzu çizen; içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk Milleti ve bir de milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir. -Mustafa Kemal Atatürk
kaza ve kader arapça diye niye türkleri ilgilendirmesin? tdk sözlükte de geçiyor. bu arada atatürk'ün söylediği doğruymuş. açıkçası da atatürk'ten böyle bir söz beklemezdim yani ne yalan söyleyeyim ama gerçi dinle ilgili başka sözleri de var. atatürk müslüman değilmiş demek ki ama zaten bizleri atatürk'ün müslüman olup olmadığı ilgilendirmez. atatürk'ün başarıları, cumhuriyeti kuruşu ve bir cumhurbaşkanı oluşu ilgilendirir. komutan oluşu da ilgilendirebilir.
--spoiler--
rahatsız olanları incelediğimizde içlerinde türklüğe dair bir emareye rastlayamadığımız açıktır.
--spoiler--
ben çok da rahatsız olmadım. türk'üm diyen herkes türk'tür.
kaza kader arapça mı, papua yeni ginece (tok pisin) mi umurumda değil ne dilde olduğu...
kaza kader diyerek yapılan bir iş-eylemin sonunda yaşanan ölüm zarar-ziyan da kast edilen allah ise bu allah'a iftira atmaktır. yaptığı aptallığı allah'a yamayıp kendisinin değil de allah'ın akılsız olduğunu (haşa) söyleyen kafirdir ve bu bakımdan da olaya yaklaşmak gerek.
örn: altında ki arabanın hızını, aerodinamiğini, ağırlığını, kinetik sürtünme oranını, merkez kaç kuvveti, basınç, hız, yol durumu, iklim, fren vs vs göz önüne almadan önünde ki kamyonun altına giren veya bariyere çarpıp parçalanan arabasında geberen, ya da alkol alan, almasa bile yeterli tecrübe sürüş tekniğinden habersiz akılsıza değil de yapılan aptallığı allah'a yakıştırıp kader kaza diyen ya embesil akılsız ya da kafirdir.
millet harıl harıl ders çalışırken, ders çalışmayan ve aylaklık eden okula defter kalem bile getirmeyen öğrencinin "hoca bana taktı" diye zayıf not almasına kılıf bulduğu gibi, beslenmesine dikkat etmeyip abur cubur yiyen ve yatıp götü göbeği salan sağlıksız yaşam süren ve sonunda kronik hastalıklarla boğuşanın kaderimiz çekeceğimiz çile varmış bu dünyada sürünüyoruz ama ahrette güleriz aptallığında olması gibi.
deprem oldu, 100 bine yakın insan öldü. yıkılan evleri iş yerleri kader diye kaza diye suçu allah'a atıp 100 kişinin ölmeyeceği 100 binanın yıkılmayacağı bir depremin sorumluluğunu allah'a yüklemek...
yanlış imar, yanlış iskan, çürük binaya ve uygun olmayan zemine verilen tapular getirilen imar afları, kaçak yapılar, uygunsuz olmayan inşaat tekniği vs vs allah'ı işini yapmayan yönetici sorumlu insanlar, malzemeden çalan müteahhit, kaçak kat çıkan ahlaksız insanlar, kolon kesen sorumsuzlar gibi allah'ı göstermek, bunları yapan allah yaptı demektir depremde ölenlere kader kaza demek.
hangi kaza hangi kaderi konuşuyorsunuz?
bilelim de öğrenelim...
islam'da önlem almanın ve tevekkülün önemi bilinmektedir ancak bununla beraber kaza ve kadere inanmak diye bir şey de vardır islamiyet'te. kaza ve kader inancının suçu allah'a atmak olduğunu da düşünmüyorum. insan kadere inanarak kendisini teselli edebilir.