kazım koyuncuya büyük saygısızlık yapılmıştır. bütün sevgisini trabzonspora adamış olan kazım koyuncunun kemiklerini sızlatmıştır.
kazım koyuncu trabzonsporla bütünleşmiş bir sanatçıdır ve böylesine bir maçta hayde şarkısının maçtan sonra çalınmış olması trabzonspora ince bir göndermedir. bu göndermeyi haklı bulanlar ise ya fenerbahçe sempatizanıdır ya da trabzonsporu sevmiyordur.
trabzonspora gönül verenlerin bu saygısızlığa en kısa zamanda karşılık vermesini umuyorum.
Şarkıların Kişilere Değil Halka Mal Olduğunu Bilmeyen Hamsi Beyinlilerin Fenerbahçeye Camur Atmaya Çalıştıkları Söylem. insan Camur Bile Atarken Biraz Düşünür Kendi Kendimi Aptal Yerine Koymayam diye Ama Bu Hamsilerde nerede.
tanım: kazım koyuncunun hayde isimli şarkısının fenerbahçe-trabzonspor maçının bitiş düdüğünün ardından stat hoparlöründe çalınması ile başlayan olaylardır.
futbolu dünya genelinde cazip kılan özelliği, güçsüzün güçlüyü yenebileceği tek spor olmasından kaynaklanır. basketbol, voleybol, güreş, atletizm... hangisine bakarsanız bakın bu böyledir güçlü olan galip gelir. ama futbolda bu böyle değildir. bu da futbolun diğer spor branşları arasından sıyrılıp öne çıkmasını sağlayan temel nedenlerden biridir.
ve bu spor dalı üç ihtimallidir. yenersin, mağlup olursun ya da berabere kalırsın başka bir ihtimal daha yoktur. ve yenen yenilenle dalga geçer, şakalaşır, kızdırır. bundan daha normal birşey de yoktur. ve bu da sizin hakkınızdır, netice itibari ile kazanmışsınızdır.
peki ya müzik ve sevinme şekilleri? attığı gollerden sonra trübünlere koşanlar, yengeç dansı yapanlar, kramponlarının tozunu aldıranlar... bir sürü gol sevincine sahne oldu. maç sonlarında ise çalınan şarkılar bu sevince eşlik etti. öyle ki hangi şarkılar çalınmadı bu ülke de stat hoparlörlerinde. fincanı taştan oyarlar bile rahatlıkla çalındı. eleştirenler olduğunda yapılan savunmada bu şarkının trt repertuarında olduğu gösterildi. inanmayanlar araştırsın ali sami yende oynanan bir maç sonunda çalınmış ve bu açıklama gelmişti. maç sonu sevinçlerine halk oyunları da katılmıştır. ki bunun en güzel örneği trabzonsporlu futbolculardan gelmiştir oynadıkları kolbastı ile.
peki kazım koyuncu, karadeniz müziğinin efsane ismlerinden. kazım koyuncu'nun şarkılarını dinleyenleri karadenizli ya da karadenizli değil diye ayırmak mümkün müdür sorarım size. karadenizli olması, karadeniz müziği yapması sadece karadenizlilerin dinleyeceği anlamına gelmez. bunun en güzel örneği diyarbakırda verdiği koserdir. o konserde lazca söylediği şarkılara kürt kökenli binlerce vatandaşımız eşlik etmiş, büyük keyif alarak dinlemiştir bu büyük sanatçıyı. dolayısı ile trabzonspora gönül vermiş bir sanatçının şarkılarını karadenize dolayısı ile sadece trabzonspor ve trabzonlulara mal etmek ne derece doğrudur.
gel gelelim fenerbahçe trabzonspor maçında kazım koyuncu'nun hayde isimli şarkısının çalınması ve akabinde gelişen olaylara. bu tartışmanın fitilini ateşleyen trabzonspor başkanı sadri şener oldu.öyle bir açıklama yaptı ki ölmüş bir sanatçının şarkılarını stat hoparlörlerinde çalmanın hem trabzonspor'a hem hem de kazım koyuncu'ya hakaret etmek olduğunu belirtti. akabinde trabzonspor tarftarları bu açıklamayla fenerbahçe'ye saldırmaya başladı. oysa şener bu açıklamasıyla mağlubiyetin üzerini örtmek için kendince bir kılıf hazırlamıştı ve bu planı tuttu. kazım koyuncu'nun bu şarkısı av mevsimi filmiyle tekrar popüler olup her yerde çalınıp söylenmeye başlamıştır. trabzonspor ve trabzonspor taraftarları neden diğer yerlerde çalınan kazım koyuncu şarkılarına tepki koyma gereği duymamıştır da fenerbahçe-trabzonspor maçından sonra çalınmasına tepki gösterme gereği duymuşlardır? maçın ardında fincanı taştan oyarlar şarkısı çalınıp ta trabzonsporlular tepki gösterselerdi anlardım, daha makul gelirdi bu tepkileri. ama bu şarkıda ne trabzonspor camiasına ne de rahmetli kazım koyuncu'nun şahsına bir hakaret unsuru oluşmamıştır.
burdan bu vesile ile 25 haziran 2005 yılında aramızdan ayrılan kazım koyuncu'yu bir kez daha rahmetle anıyoruz.