bilindiği gibi yargıtay hırsızların çaldığı elektriğin bedelinin dürüst insanlardan tahsil edilmesi uygulamasına dur demiş ve 10 yıl geçmişe kadar çalınan paraların iadesine karar vermişti. bu karar üzerine insanlar dava üstüne dava açmaya başlayınca, kendilerine "kimsesizlerin kimsesi" diyen ama gerçekte "hırsızların kimsesi" olanlar hemen harekete geçmiş.
görüleceği üzere geçmişte çalınan paralar iade edilmeyeceği gibi, hırsızların çaldıklarının dürüst vatandaştan tahsil edilmesi uygulaması sürecek.
çaldıklarının bedelini ödemeye devam edeceğiniz hırsızlar ise yollarına tam gaz devam ediyorlar:
işte baştaki hırsızların kendileri gibi hırsızlara olan sevgisi ve de dürüst insanlara düşmanlığı bu seviyede... oysa inandıklarını iddia ettikleri peygamberin hırsızlar konusundaki tutumu şöyleydi: (bkz: hırsızlık yapan kızım fatma da olsa cezalandırırım).
kimi şerefsizin pis siyasi yandaşlığı uğruna allah'ın emirlerini nasıl hiçe saydığını görmemize vesile olan kılıftır.
şu hırsızların ahlaksız destekçilerinin yazdıklarına bakar mısınız? lan şerefsiz münafık, islam'da hırsızlık haram değil mi? cezası el kesmek değil mi? durum böyleyken, hırsızlara dokunmayıp, onların çaldıklarını namuslu vatandaşlardan alanları, paralarına haksız yere el koymak suretiyle dürüst müslümanlara zulmedenleri nasıl savunursun? muhakkak ki sen bir kafirsin...
devlet kayıp kaçağı nereden karşılayacakmış! hırsızlardan elbette!.. akıl etmesi o kadar zor mu?
yandaşların üstün gayretleri sayesinde imal edilen kılıftır.
akp'ye verilen her oy "hırsızın çaldığı elektiriğin parasının namuslu insanlardan tahsili doğrudur" anlamına gelmektedir.
söz konusu soygunun artık kanuni (ama hukuki değil) zeminde devam ediyor olmasında beni teselli eden tek bir nokta var ki o da akp'nin bunca kıyak çektiği elektirik hırsızlarından sille yemiş olmasıdır.
