Benim aklıma direk 'Fış fış kayıkçı/Kayıkçının küreği/Hop hop eder yüreği/Akşama fincan böreği' şeklinde küçükkene çok söylediğimiz tekerlemeyi getiren kelime.
yıllar çalmış sessizce gençliğini
görmeyeli pek bi ihtiyarlamışsın kayıkçı
uzaklara gitme hayallerin vardı
hayallerin gitmiş, sen kalmışsın kayıkçı
gitmiş deniz mavisi gözlerinin feri
çoktan unutmuş dudakların gülmeyi
alnında zor yılların derin izleri
kopmuşsun hayattan kayıkçı
hani sevdiğin biri vardı, hep anlatırdın
hem kendin ağlar hem bizi ağlatırdın
anlaşılan o ki çok önce bitmiş bu rüya
lakin sen daha yeni uyanmışsın kayıkçı
almışsın tuttuğun balıkların ahını
bu da balıkların sana bedduası
olur mu hiç yuva yıkanın yuvası
yalnızca insanlar mı sever
ağında biten aşkların hesabın ver kayıkçı.