biket ilhan filmi.. mehmet ali alabora ve katerina moutsatsos başrolde..
filmi teknik açıdan eleştirebilecek sinema bilgisine sahip olmasam da şunu söyleyebilirm ki, filmdeki ege manzaraları, biri türk ve sağır, diğeri rum iki insanın (iki aşığın) yarattıkları ortak dil, mitolojik öykülerle bezenmiş diyaloglarla sıcak bir filmdi..
yaşar'ın sevda sinemalarda adlı albümünden müthiş bir parça. Arka arkaya 100 kez dinlense bile bıkmıyor insan. Abartmıyorum. Ama ne yalan söyleyeyim klbini görünce üzüldüm. Sahiplenmiştim bu şarkıyı. Vatana ve millete hayırlı olsun. Güle güle dinleyin ne diyim?
mehmet ali alabora filmi izmir Çeşme ile yunan adaları arasında geçiyor. dilsiz bir gencin aşk için yunan adalarına yüzdüğü kare en filmin en ilgi çekici sahnesiydi.
an itibariyle keşfetmiş olduğum şahane bir yaşar şarkısı. adamın sesi yüksek dozda sakinleştirici etkisine sahip. dinlenecek ve dinletilecek türden.
ağır çek kürekleri
varmasın kıyıya sandalım
hayır allahtan şer insandan
sen insan sende insan değil misin
aklımda bir aşk başımda bin bela
varmasın sandalım varmasın kıyıya yar
ağır çek kürekleri
varmasın kıyıya sandalım
başıma ne işler açtın ey sevgili
şimdi bu gönül kıyılara varmak ister mi yar
aklımda bir aşk başımda bin bela
varmasın sandalım varmasın kıyıya yar
başrolünde Mehmet Ali Alabora'nın oynadığı, yönetmenliğini Biket ilhan'ın yaptığı filmdir.
yaşar günaçgün'ün şükela parçasıdır.
bide kayıkçı kul mustafa vardır o da yeniçeri ozanı olur.
*aferin sözlük iyi oldu hatırlattığın kayıkçının küreğini nasıl unuturum.
*yüreği hop hop eder ayy canım benim.
beren saatin yeni sezonda yayınlanacak olan dizisinin fragmanında seslendirdiği* şarkıdır. aynı şarkının birde buzuki orhandan dinlenilmesi tavsiye edilir.
--spoiler--
Gel, gel kayıkçı
Yavaş yavaş
Kıyıdan geç göreyim
Güzel yüzünü
Söyle beni sevdiğini
Gel, gel kayıkçı
--spoiler--
"hayır allah'tan,
şer insandan
sen insan, sen de insan değil misin" le o'nu yeryüzüne indirir gözünde...
ama sen açılmışsındır çoktan, " şimdi bu gönül kıyılara varmak ister mi yar?"...
beni açıklarda bırak... ki, varmasın bi daha sandalım kıyılarına...
bir zamanlar istanbul'un kayıkçıları arasında çapkınlığıyla meşhur bir
kayıkçı varmış. adam o kadar çapkınmış ki kayığına binen her hatunla bir
macerası olurmuş.
bunu duyan dişli, kendine güvenen bir kadın; kim bu adam görelim
bakalım bana ne yapabilecekmiş" diyerek inmiş iskeleye. araştırıp
sormuş ve kayıkçıyı bulmuş. hemen kayığına binmiş ve denize doğru
açılmışlar.
kayıkçı bir kürek çekmiş ve- "derleeerrr" demiş.
bir kurek daha cekmiş yine - "derleeerr" demiş,
bir kürek daha cekmis - "derleeerrr" diyerek devam etmiş..
kadın dayanamamış sormuş; - "bey söylesene allah aşkına ne derler"
kayıkçı şöyle bir bıyığını burmuş ve;
- "sen bu kayığa bindin ya" "artık vermesen de verdi derleeerrrr..."