Suriyeli bir çocuğun tacize uğradığı haberinin yayılmasıyla bağdaştırılan ancak nasıl örgütlendiği konusunda hâlâ soru işaretleri olan o gece çok sayıda kişi toplandı, kentin Suriyelilerin yoğun yaşadığı mahallelerine yöneldi ve birçok kişi ve mekana saldırıda bulundu. Göçmen işçiler hedef alındı, evleri ve işyerleri kundaklandı, araçları ateşe verildi.
Yaşananları takip etmek için sahadaydık.
Büyük bir kalabalık, Eskişehir Bağları'nda yaşayan Suriyelilerin ev ve işyerlerine saldırıyordu. Bunların içinden 50-60 kişilik bir ekip, Selçuklu Semt Pazarı'nı geçerek Metin Yüksel Caddesi'ne yöneldi.
Grup, cadde boyunca dümdüz ilerliyor, kendisine yeni hedefler arıyordu.
Bir ara sokaktan bir adam çıktı. 30'lu yaşlarındaydı. Yanında eşi ve akrabaları vardı. Caddedeki grubun üzerine yürümeye başladı.
"Malatyalı Hasan derler bana burada" diye seslendi önünü kestiği gruba.
Karşımızdaki tablo, pek de makul görünmüyordu. "Malatyalı Hasan"ın mahallenin bıçkın ağabeylerinden biri olduğu anlaşılıyordu, yine de, ne olursa olsun, sokakta galeyana gelen bir grubun üzerine yanına bir iki akrabasını ve eşini alarak yürümek kolay iş değildi.
'Burası yoksulların mahallesi, burası yalnızların mahallesi'
Hasan, "Burası yoksulların mahallesi, burası yalnızların mahallesi. Bu mahallenin sakinleri olarak böyle bir şey olduysa biz kendimiz çözmesini biliriz, size kalmadı" dedi ve grubun üzerine yürümeye başladı.
Orada olanlar, gazeteciler, görevliler ve meraklılar, yaşananları şaşkınlıkla izliyordu.
Kalabalık bir anda ne yapacağını şaşırdı ve gerilemeye başladı.
'Komşularımızla bir sorun varsa bizim sorunumuzdur, buradan uzaklaşın'
Malatyalı Hasan'dan cesaret alan mahalleli de bir adım öne çıktı yaşananları görünce. Yine mahalledeki bir kadın, Suriyeli kadınları arkasına alarak "Burası Malatyalılar'ın sokağı, burada hesap sorulacaksa biz sorarız. Komşularımızla olan sorun bizim aramızdadır. Bu mesele onlarla bizim aramızda, uzaklaşın buradan" diyerek bağırdı.
Yaşanan duruma şaşıran saldırgan grup önce afalladı. 50-60 kişi, önce bir süre bekledi. Böyle bir dayanışma ya da karşı tepki beklemedikleri her hallerinden belliydi. Birkaç adım geriledikten sonra o sokağa girmekten vazgeçtiler ve diğer sokaklara doğru giderek gözden kayboldular.
Malatyalı Hasan sayesinde birçok ev yanmaktan ve taşlanmaktan kurtulmuştu. Aksi durumda birçok göçmen işçinin başına gelebileceklere birkaç saattir tanık olmuştuk. Mahallede vicdan ve cesaret sahibi biri kalktı ve kadınların, çocukların, yaşananlardan sorumluluğu olmayan masumların zarar görmesini, dayak yemesini, evlerinin yanmasını önledi.
Biraz böyledir çünkü aynı mahallede yaşamak. Yüz yüze baktıkları insanların başına gelecek felaketlere gözlerini kapatmamışlardı.
Kayseri'de göçmen işçilerin hayatını kurtaran mahallenin abisi: Malatyalı Hasan'ın öyküsü
"Malatyalı Hasan"ın mahallenin bıçkınlarından olduğu anlaşılıyordu, yine de, sokakta galeyana gelen bir grubun üzerine yanına bir iki akrabasını ve eşini alarak yürümek kolay iş değildi.
Sevda Çiçek
13.07.2024
30 Haziran'ı 1 Temmuz'a bağlayan Pazar gecesi, Kayseri'de karanlık bir gece yaşandı.
Suriyeli bir çocuğun tacize uğradığı haberinin yayılmasıyla bağdaştırılan ancak nasıl örgütlendiği konusunda hâlâ soru işaretleri olan o gece çok sayıda kişi toplandı, kentin Suriyelilerin yoğun yaşadığı mahallelerine yöneldi ve birçok kişi ve mekana saldırıda bulundu. Göçmen işçiler hedef alındı, evleri ve işyerleri kundaklandı, araçları ateşe verildi.
Yaşananları takip etmek için sahadaydık.
Büyük bir kalabalık, Eskişehir Bağları'nda yaşayan Suriyelilerin ev ve işyerlerine saldırıyordu. Bunların içinden 50-60 kişilik bir ekip, Selçuklu Semt Pazarı'nı geçerek Metin Yüksel Caddesi'ne yöneldi.
Grup, cadde boyunca dümdüz ilerliyor, kendisine yeni hedefler arıyordu.
Bir ara sokaktan bir adam çıktı. 30'lu yaşlarındaydı. Yanında eşi ve akrabaları vardı. Caddedeki grubun üzerine yürümeye başladı.
"Malatyalı Hasan derler bana burada" diye seslendi önünü kestiği gruba.
Karşımızdaki tablo, pek de makul görünmüyordu. "Malatyalı Hasan"ın mahallenin bıçkın ağabeylerinden biri olduğu anlaşılıyordu, yine de, ne olursa olsun, sokakta galeyana gelen bir grubun üzerine yanına bir iki akrabasını ve eşini alarak yürümek kolay iş değildi.
'Burası yoksulların mahallesi, burası yalnızların mahallesi'
Hasan, "Burası yoksulların mahallesi, burası yalnızların mahallesi. Bu mahallenin sakinleri olarak böyle bir şey olduysa biz kendimiz çözmesini biliriz, size kalmadı" dedi ve grubun üzerine yürümeye başladı.
Orada olanlar, gazeteciler, görevliler ve meraklılar, yaşananları şaşkınlıkla izliyordu.
Kalabalık bir anda ne yapacağını şaşırdı ve gerilemeye başladı.
'Komşularımızla bir sorun varsa bizim sorunumuzdur, buradan uzaklaşın'
Malatyalı Hasan'dan cesaret alan mahalleli de bir adım öne çıktı yaşananları görünce. Yine mahalledeki bir kadın, Suriyeli kadınları arkasına alarak "Burası Malatyalılar'ın sokağı, burada hesap sorulacaksa biz sorarız. Komşularımızla olan sorun bizim aramızdadır. Bu mesele onlarla bizim aramızda, uzaklaşın buradan" diyerek bağırdı.
Yaşanan duruma şaşıran saldırgan grup önce afalladı. 50-60 kişi, önce bir süre bekledi. Böyle bir dayanışma ya da karşı tepki beklemedikleri her hallerinden belliydi. Birkaç adım geriledikten sonra o sokağa girmekten vazgeçtiler ve diğer sokaklara doğru giderek gözden kayboldular.
Malatyalı Hasan sayesinde birçok ev yanmaktan ve taşlanmaktan kurtulmuştu. Aksi durumda birçok göçmen işçinin başına gelebileceklere birkaç saattir tanık olmuştuk. Mahallede vicdan ve cesaret sahibi biri kalktı ve kadınların, çocukların, yaşananlardan sorumluluğu olmayan masumların zarar görmesini, dayak yemesini, evlerinin yanmasını önledi.
Biraz böyledir çünkü aynı mahallede yaşamak. Yüz yüze baktıkları insanların başına gelecek felaketlere gözlerini kapatmamışlardı.
Gece sabaha döndüğünde birçok ev ve işyerinin camları kırılmış, Suriyeliler ait olduğu düşünülen araçlar yakılmıştı.
Mahalleli kadınlar göçmen kadın ve çocukları aralarına alarak nöbet tuttu
Saldırı tehlikesi atlatıldıktan sonra cesaretini perçinleyen Malatyalı Hasan, mahallede biriken mahalle sakinlerine seslenerek, "Neden sesiniz çıkmıyor?" diye sordu.
Olaylar o gece boyunca, 01 Temmuz 2024 saat 03.30'a kadar devam etti.
Malatyalı Hasan, böyle davranan tek kişi değildi. Başka bazı yerlerde de mahalleli kadınlar, mahalledeki göçmen kadınları aralarına alıyor, çocuklarını koruyor, vandallardan sakınıyorlardı.
Diğer yandan, vandallara karşı sanki yalvarırcasına, kışkırtırcasına komşusunu ihbar eden insanlar da gördük. "Burası değil, yan taraf!" diye şikayet ediyor, başkalarının arabalarının yağmalanmasına hedef gösteriyorlardı.
2 Temmuz günü Mevlana Mahallesi ve Sahabiye Mahallesi'ndeki Suriyelileri, yakılan ve taşlanan dükkanlarının başında çaresizce toplanırken bulduk. Dükkanlarını kendi çabalarıyla onarmaya çalışıyorlardı. Onlarla sohbet etmek ve sıkıntılarını sormak istediğimizde içlerinden biri "Yapılan ayıp" diyebildi sadece. Sorulara şüpheyle yaklaşıp konuşmak istemediler.
Mevlana Mahallesi'nde Suriyeli genç çocuklarla karşılaştık, yaşananları sorduk. Komşularının kendilerini koruduklarını ve ele vermediklerini ifade ettiler. Türkçelerinden uzun zaman önce Türkiye'ye geldikleri anlaşılıyordu. Daha rahat ve açık anlattılar yaşadıklarını.
Mahalleli mahcup gözlerle baktı yüzümüze, "Bu mahalleden böyle saldırganlar çıkmaz. Başka yerlerden geldiler" diyebildi sessizce.