gençlerin sahil adını verdigi,üzerinde sadece 3-5 mekan bulunan sokakta yürüyen kızların arkalarına takılan erkeklerden dolayı,esnaftan şiddete maruz kaldıkları tek şehir.
5 senemin geçtiği, insanlarını çok tanıyamadığım, ancak alt yapısının süper olduğu gerçeğini hiç kimse inkar edemez. caddeleri, sokakları geniş, yokuşsuz şehir... trafik desen süper, evler; metrekareleri çok büyük kiralar ucuz, ancak yıllık euro ya da dolar olarak alırlar kiralarını kayserili ev sahipleri. gesi, bünyan, germirli köyü, ağırnas gibi (mimar sinan'ın yaşadığı iddia edilen köy), hisarcık gibi tarih kokan yerleri görmek gerek... gezilecek yeri yok diyenler için, ürgüp-göreme arabayla yarım saatte ulaşılıyor. ayrıca erciyes o karlar üzerinde yapılan mangal-şarap piknikleri oldukça eğlenceli. insan dilerse ortamını kendisi yaratabiliyor bu şehirde, asosyal şehir olarak suçlamamak gerek aslında.
An itibariyle kar yağan güzel şehrim , seviyoruz ulan seni, Kayseriporumuzun inönüde kayseri halkına söven köpekleri nasıl susuturmuşsa sende alnının akılyla susturacaksın laf atan köpekleri.
(bkz: kayserispor)
mide bulandırıcı olmasına kadar ağır hakarete maruz kalmış güzide şehirlerimizdendir.
aslında toplumumuzun genel tavrı bu. kötülersin ama dönüp bakmassın onu iyileştirme yolunda sarfetmediğin çabaya. "banane" der, çeker gidersin ama lafı açıldımı da aslan kesilirsin eleştiri oklarını çevirip.
genelde paraya taparlar söylemi yaygındır. şunu eklemek gerekir; alman usulü hesap ödeme yoktur bu şehirde, ikramda sınır tanınmaz, aç kalınmaz, yardım önceliklidir.
aktivite olarak kastedilen nedir bilmiyorum ama istasyon caddesindeki tiyatroya bir kere girmemiş, büyükşehir belediyesinin etkinliklerini takip etmemiş, onlarca kurstan bihaber ve şehrin her yerinden görünen 3917 m büyüklüğündeki erciyes'i ve dolayısıyla kayak merkezini gözden kaçıran kişiler eğlenemezler kayseri'de. ara sıra kayseri park'a gider, hamburgerini yer, iki parça kıyafet alıp eve dönerler.
her metrekaresine sinmiş muhafazakar yapısı çoğu zaman yanlış algılanır. tabi ki istanbul'da, eskişehir'de, izmir'de yaşadığın gibi yaşayamazsın eğer biraz islama uzaksan. ancak şunu bilmez bu insanlar, yurt dışına çıkıldığında, çıkılan ülkede köpek muamelesi görüp ses çıkaramamayı. gidilen her ülkede rahatsız da olsanız ipe ipe kurallara uyarsınız. kurt misali tiksinç yakıştırması yapamaz bu kuzular.
vel hasıl ı kelam, kendine şunu sormak lazım; "eleştirdiğim bu iğrenç kayseri'den bir şey beklemekten ziyade ben ona ne verdim?", "yakındığım konularda, iyileştirme çabası içerisine girdim mi?"
esnafı hakkaten tuhaf olan bir şehirdir. taksimetrede 7.1 lira yazmaktadır. kayserili taksiciye 7 lira verilir.cepte 3 tane 50 bir tane de 100 lira vardır. taksici (kayserili) "10 kuruş daa verecenn" diye seslenir.10 kuruşun olmadığı bozabilecekse 50 lira verilebileceği söylenir yanıt olarak. taksici(kayserili) düşünür ve 42 lira bozuk var der.
ilginç esnaf tiplemelerini barındıran şehir.
hesap 6 lira tutar çay içilmiştir. 10 lira bırakılır masaya. garson:
- 4 lirayı bahşiş mi bırakacaksınız?
türkiye'de ve dünyanın birçok yerinde bahşiş bırakmış bir insan olarak yüzde 70'e yakın bahşiş bekleyen bu kayserili garson arkadaşa, şahsıma abromovitz muamelesi yaptığı için teşekkür edip gururlanmalı mıyım? yoksa salak yerine koydugu için üzülmeli miyim?
büyük şehirde yaşayan bir bireyin, 2 haftadan fazla kalması mümkün olmayan asosyal bir yer olmakla birlikte
zengin olduğum zaman eğlence mekanı açmayı düşündüğüm şehir.
tramvay ıyla yolculara büyük ferahlık getiren memleket.biraz alışması zor oluyor insanların ama bu da geçer.
(az önce erciyes üniversitene yazdım. son senem kayseri.şiirimi bekle.)
Mantısından ziyade iskender kebabı meşhur olmalıydı. kale yakınlarında bulunan mekanın yaptığı iskender kebap'tan yemişseniz asla vazgeçemeyeceğinizi garanti ediyorum. Zaten mekan, iskenderin yurdu olarak kayseri'yi işaret ediyor. Türkiye'nin en iyi iskender'ini kayseri'de yiyeceğimi hiç sanmıyordum ama bu bir gerçek sayın bursa.
biraz abartacak olsam da, sabit bir meslek grubu yoktur. genelde bağlı olduğun şirkette her yerde kullanılmaya çalışılırsın, tam verim alma misali. söylenilenler doğrultusunda maaş da oldukça kıttır.
meşhur bir fabrika sahibi olan arkadaşımın abisiyle olan diyaloğum.
- pringles naber?
+ iyi abicim, okumaya devam işte.
- ne okuyorsun?
+ anadolu üniversitesi ingilizce işletme.
- haa, açık öğretim mi?
+ yok örgün, açığı yok zaten.
- işin zor be gülüm?
+ niye abi hayırdır?
- valla organize de 500-600 lira'ya iş bulursan dua et.
+ haklısın abi, ben de 500 lira'ya organize'de çay servisi yapmak için okuyorum.
- +'?/
onca görülen, gezilen şehirden sonra her nefesimde nefretimi körüklediğim, insanı tuhaf, yaşadığını hissettirmeyen, yaşlandıran, mucizlerden, düşlerden, sevgiden yoksun pasaklı,çirkin şehir.çirkin insanlar şehri. başka yaşamlara hoşgörü göstermeyen fakat hoşgörü dinini de kimseye bırakmayan,iki yüzlü, para meraklısı, ruhsuzlukları yüzünden insanlarının iyice çirkinleştiği şehir.
bir kentte hiç mi bir şey güzel olmaz kardeşim? estetik yok, esneklik yok. boktan bi yer. tarife bile hacet yok.