kaynana matematikteki değişmeyen sabit sayılar gibidir , işe bu sabiti kabullenmekle başlanmalıdır .
edit : kaynanam yok henüz , sadece tahmindir . eksilere anlam veremedim .
hastalıklı anne-çocuk ilişkisi varsa şayet oğluyla arasında, dünya iyisi, dünya minnoşu bir insan olması bile pek birşey yapmasına gerek olmadan sülalenizi skertmesine yetecektir.
evlilik münasebetiyle annesinden ömrü boyunca ilk defa ayrılacak eş namzetiniz ve kayınvalideniz bakımından durum kolay olmayacaktır şüphesiz. neticede yılların alışkanlığı ve tutunmuşluğu söz konusudur, eh siz de insafsız değilsinizdir. sizin, ailenizden bu kopuşu 17 yaşında yaşamış olmanız size başkalarından da aynı hızlı adaptasyonu bekleme hakkını vermez, bunu da bilirsiniz. gelgelelim... gelgelelim işte.
nikahın ve dolayısıyla evlerin ayrılma vakti yaklaştığında, zavallı kayınvalidenizi garip şovlara girmiş halde bulursunuz. hem komik, hem sinir bozucu hem de üzücüdür. oğlundan ve sizden ayrı yaşamak isteyen -ısrarınıza rağmen- başından beri kendisi iken, birden (oğlunu kastederek) "bak görürsün, bensiz yapamaz o. beni isteyecek yanına mih mih mih" demelere başlar. ağzının payını verseniz bir dert, vermeseniz ayrı derttir. verirseniz zalım gelin vahey vahey hayın gelin olursunuz, vermezseniz içinizde patlar.
oğlu iyi bir okul ve bölümün dereceli mezunudur (türkiyede milyonlarca insanın olduğu gibi!), taksicisinden beyaz eşyacısına, yakaladığı herkese oğlunu anlatır. yetmez, milyonlarca defa anlatmış olmasına rağmen size de anlatır. ama tekrar tekrar. defalarca. "yazık, oğlundan başka hiçbir başarısı olmamış şu hayatta" der, içten içe üzülürsünüz. ama defaatle, sanki başınıza talih kuşu konmuş gibi aynı şeylerin temcit pilavı gibi yinelenmesi, kadının iyi niyetine ve durumdaki acziyete rağmen, sakinliğinizi korumanıza yetmeyecektir.
demem odur ki romalılar, aileyi önemseyin. evleneceğiniz insanın ailesi önemlidir. bundan kastım ekonomik-sınıfsal birşey asla değil. ama (türkiyede bulmak zor olsa da) evlilikle birlikte evladından ayrıldığı, artık onun farklı bir yaşantısının, farklı gündemlerinin olacağı, zırt pırt ota boka iyi niyetli dahi olsa burnunu sokmaması gerektiği gibi gerçekleri sindirebilecek ebeveynler, bilhassa kaynana olsa, fena olmaz mı ha. ha?!
aleviyim diye beni dışlayan oğluna yakıştırmayan ama diğer yandan rus gelinini bağrına basan kadın. oysaki zamanında kendisi de istenmemiş, ön yargı kurbanı olmuş. şimdi aynı şeyi bana yaşatıyor, hayatımda bu kadar ah etmedim kimseye, öfkemi anlatmaya cümleler yetmez.
herşeye muhalefet ve karışmasıyla meşhur düşman başına olan ve evliliklerin olmazsa olmazı bir kudrete sahip akraba ürü. bir dudağı yerde, diğer dudağı göktedir diyolla.
evlenilen kişinin annesine verilen isimdir. genellikle sevilmez, temelinde hitapdaki yakınlığın özde olmayışıdır. herkesin kendi annesi olduğu idrak edildiğinde sıkıntı ortadan kalkar.
annelerin sürekli zulümlerinden bahsettiği, kadın günü ortamlarının değişmez mevzusu.
ülkemizde boşanma sebeplerinin, yarıdan fazlasını oluşturan sebepmiş, yazılı kayıtlara göre.
özetle; eski gelin, gelin- damat için yeni anne, her zaman insan ama. dili birazcık uzun da olsa.
salgın hastalıkların bulunduğu ülkeler düzenli olarak takip edilerek, acil olarak o ülkelere tatile yollanması gereken kişidir. bankadan kredi çekin, parayı bulun, buluşturun, yollayın derim ben. *