kaybolmus esyalar ofisinde yapilmis bir konusma

entry2 galeri0
    ?.
  1. Bir kaç tanrıça yitirdim güneyden kuzeye doğru giderken,
    ve bir o kadar da tanrı doğudan batıya giderken.
    Bir kaç yıldız sonsuza dek söndüler gözlerimin önünde.
    Birbiri ardınca battı adalar.
    Anımsamıyorum bile pençelerimin nerede kaldığını,
    kürkümü kimin taşıdığını ve omurgamda kimin oturduğunu.
    Karaya doğru tırmandığımda ölmüştü kardeşlerim,
    ve yalnızca küçük bir kemik var bende bu günü anımsayan.
    Sıyrıldım kendi güzelim derimden, yeniden biçimledim kendimi
    omurga kıvrımları ve bacaklarla,
    ve her defasında yitirdim kendimi tümüyle.
    Her şeye kapattım üçüncü gözümü çoktan beridir,
    süzülüp gitmişti bir yüzgeçle, salınıp durmuştu bir dalda.

    Kaybolmuş, iz bırakmadan yitip gitmiş
    ve dağılıp gitmiş tüm rüzgârlarda
    yitirilmeye bırakmadığım şeylerin bu kadar az olması şaşırtıcı:
    hâlâ insan türünden bir tek insan
    ki dün tramvaya binmiş ve telaş içindeyken
    şemsiyesini kaybetmişti.

    Wislawa Szymborska
    1 ...
  2. ?.
  3. bir benzer örnek olarak, "siz yazar mısınız? bizi de yazın, dedi ve hıçkırır gibi güldü müze görevlisi. eşya zaten şey'in çoğuludur, dolayısıyla unutulmuş eşyalar müzesi olamazdı ki!" hulki aktunç
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük