en kötüsünü de en iyi bildiğiniz doğduğunuz büyüdüğünüz ilk heyecanınızı yaşadığınız yerlerde başınıza geldiğinde yaşarsınız. kalabalıklarda, caddelerde, sokaklarda, yıllardır gördüğünüz gözlerde, kendi içinizde, kapınızın eşiğinde, evinizin içinde, yastığınızda kaybolursunuz bazen. ya da bazen değil sadece bu zamanlarda. biri sizi buraya bu karanlığa bırakmış gibi hissedersiniz. ne ileri ne geri gidebilirsiniz. sadece tek başınıza bir parça kalırsınız ortada. sesler yabancı yüzler yabancı yollar yabancıdır. şarkılar sizi anlatmaz aynalar sizi tanıtmaz. bir başkası olmuşsunuzdur artık.
sırra kadem basmak. bilinmezlerce çevrelenmek.
annemin ölümüyle kaybolmaya başladım ben. o gün yolumu kaybettim. denizden karaya vurmuş bir balık gibi çırpınıp durdum. şimdi öfkeli ve üzgünüm. ne yapacağımı bilemiyorum. en ufak şey paranoya yaratıp yoruyor.
Cok begenilen, cok edepli yetistirilmis, cok secici bir kiz arkadasim vardi. Bosandi. Bosanma depresyonu 6 sene surdu. 6 sene kimseyi sokmadi hayatina. O donem saldi. Cok kilo aldi. Sonra zayifladi. Asik oldu, sevgili yapti. 2 sene sonra ayrildiklarinda buyuk bir hayalkurikligi yasadi. Ve kayboldu.. sagda solda surtmeye basladi. Hizli bir ozel hayati olmaya basladi. O donem onu 6 sene hayatina kimseyi sokmadigi zamandan taniyan bir erkek is arkadasi telefon etti:
-sen esi benzeri bulunmayan ulasilmaz bir pirlantasin. Sen sirdan bir kadin degilsin. Kim oldugunu unutma.
Sonra da telefonu kapadi cocuk.
Hayatta bizi yoldan cikarmak isteyenler olur.
Ama bakmayin, bize kim oldugumuzu hatirlatip dogru yola sokmaya calisan iyi niyetli meleklerimiz de var:)
Ve sen iki ses arasinda hep kendi secimini yapar, sonuclarini yasarsin.