değişik paranoyalara yol açan; kişiye hayatı zindan eden bir korkudur... bazen yaşadığın anların tadını engelleyen; bu korkuyla yüzleşmemek için kaybetmek istenilmeyen şeyin ya da kişinin rengine bürünür insan ve silikleşir kendi rengi solar...
hayatta bir çok kötü tecrübelere sahipse insan, haddinden fazla kayıpları olduğunda hisseder... tek gerçek ve karşılıksız sevgiyi size tattıran, yerine asla bir yenisinin gelemeyeceğini bildiğiniz şey ancak size böyle bir korkuyu yaşatabilir.
korkunun ecele faydası yoktur, dersiniz ama yakınınızı kaybetme korkusu sizi yer bitirir. uykularınız kaçar. annem olmazsa ben ne yaparım. babamsız nasıl yaşarım... taki başınıza gelene kadar. başa gelince de sabretmekten başka elinizden birşey gelmez, kabullenmek zorundasınızdır. hayatın gerçeğidir, kaçınılmazdır.
kaybetmek korkusu kaybetmekten daha ağırdır.Bu şuna benzer ölümden korkarsan eğer,her gün ölürsün.Ama ölümden korkmazsan sadece 1 gün ölürsün.Ve kaybetmekten korkarsan eğer kaybetmekten korktuğun şeyi her gün kaybedersin ta ki o şeyi gerçekten kaybedene kadar.
Hayata karşı durmamak lazım,hayatı akışına bırakmak ve o akışın keyfine varmak gerek.Ancak o zaman etrafımızda ve sahip olduğumuz güzelliklerin farkına varabilir bu hayatı sevebiliriz *
Televizyon seyrederken bile göz kapaklarına binendir.bazen içine bozuk para gibi düşer, bütün organlarına çarpa çarpa duracağina daha da ivme kazanıp kalbine pike yapar, acıtır.
dünyanın en boktan korkusu. insana kafayı yedirtebilir o derece büyük bir korku. bu yüzden kimseyi sevmek istemez insan, çünkü sevdiğin her insan sırtında bir yük olur.