neredeyse etrafımdaki herkesten kendimi uzak tutmama ve onlara uzak olmama neden olan, bazen aptalca hatta çok rahatsız eden bazen de rahatım ben böyle ooh çok iyi dedirten duygum. bu durumda kaçarsın insanlarda aman yaklaşmasın kimse bana dersin. uzağımda kalsınlar ki sevmeyeyim, sevmeyeyim ki kaybettiğimde üzülmeyeyim.
belirdiği anda kaybetmekten korktuğunuz şeyi terketmezseniz bir tür kansere yakalandınız demektir. özellikle doz aşımı halnde fena halde kemirici, tüketici bir korkudur.
kaybedilmeye bahis olan mutluluk ise dert edinmemelidir zaten kalıcı olan bir duygu değil sabun köpüğüdür söner, uçurtmadır ağaca takılır ya da rüzgar kesilir, kış güneşi de yok olur, yaz yağmurudur diner biter yani sonrasında mazoşistce bir zevk duyabilirsiniz çünkü kaybetme korkusunu yoğun hissedenler bilirler sonrasında korktuğunuz olduğunda acıya rağmen kendini güvende hissetme duygusu mazoşist bir huzur bırakır yerine... *
bu korkuyu kalbimde taşıyorum ben,
onunla yaşıyorum.
sen yanımda değilken aldığım her nefes içime tedirginlik ufluyor, duyduğum her ses, uykuya dalmış olan kaybetme korkumu uyandırıp onu kalbimde yankılandırıyor...
gözlerim doluyor, ellerim daha da soğuyor... nefeslerim daha da derinleşip kalbimde sonsuz fırtınalara yol açıyor...
sen yokken bedenim kendini yokediyor sanki...
gözleri görürken uçuruma yürüyor, kendi nefesini, kendi kesiyor, boğuluyor...
edit2: bir şeyleri atlattıktan sonra yazıyorum bunu. kaybetme korkusu kaybettirir arkadaşlar. o yüzden ilişkinizi korumak için yapmanız gereken en önemli şey bu korkuyu atlatmaktır.
içindeki sesi dinlememen gereken bir an varsa o an bu andır. bir parça bile kazanma imkanın varsa bile bunu elinle itelemene sebep olur bu duygu. çevrendeki olumsuz insanlardan sıyrılıp yeni bir yaşama adamalısın kendini. ve eğer zor bir çıkmazdaysan o yola neden başladığını düşün.. bu seni toparlamak için yeterli olabilir. ve bu sözü hiç unutmamalı.. '' belki de başarı bıraktığımız yerin az ilerisindedir. belli mi olur ? ''