en çok viskiyi özlüyorum. ve kadınları. sonra viskiyi ve kadınları yazmayı. aslında viski ve kadı nlar arasında bir seçim yapmak çok zor. belki onları yaşamak ve onları yazmayı birbirinden ayırmak da çok doğru değildir. her neyse. özlediğim şeyler en azından. önce boksörler vardı. puro ve viski kokan nefesler, ringin üstüne pus gibi çullanmış acımasızlık. çocukluğumdan eksik kalmış maskesiz kahramanların birkaç rauntluk savaşları. başkalarının acısını izlemek, düşen sen olmadıktan sonra çok önemli değil birinin düşmesi. hayat bundan başka nedir ki? babamın sağ kroşesi bir boksör kadar sıkıydı. ben de bunu bir oyun haline getiren sayısız kahramanıma sarhoş tezahüratla ödedim borcumu... ile başlayıp
(.....)
her şeye rağmen özlediğim şeyler var, ve her şeye rağmen -sanırım- şimdi bir tohumum birilerinin toprağında. ölüm de hayatı, hayatı oluşturan o boktan seçimler silsilesini anlamlandıramadı. her şeye rağmen, yaşamayı denedim. ve tek diyebileceğim -pişman değilim, -siz denemeyin.
ile biten
charles bukowski yazısıdır.
bir nevi öz geçmiş gibi, ondanda böylesi beklenirdi zati. yazının sonunda "-siz denemeyin. " manidardır.
tamamı için google' dan " kaybedilmiş bir bahisti hayat " aratınız.
"her şeye rağmen özlediğim şeyler var, ve her şeye rağmen -sanırım- şimdi bir tohumum birilerinin toprağında. ölüm de hayatı, hayatı oluşturan o boktan seçimler silsilesini anlamlandıramadı. her şeye rağmen, yaşamayı denedim. ve tek diyebileceğim -pişman değilim, -siz denemeyin."
mümkün mü?
gecenin üçünde, elinde kırmızı tuborg ve hayatın boyunca belki gitmeyeceğin siktiri-boktan bir ülkenin 2. lig maçında ilk yarı gol bekliyorsan gerçekten denememelisin?
ya da kazanırsan 3 günlük bir tatili hakedebilirsin.
kuponun devam ettiği sürece hayallerin sınırsızdır, kaybettiğinde ise ağır alkol gecesinin sonrasındaki sabah gibi...
hayallerini devam ettirmek için kupon yaparsın, kaybedersin ya da kazanırsın.
biz de deniyoruz kanırta kanırta elde biralarla, selam olsun bukowski!