doğru olmayan önermedir.
her film herkesin ilgi alanı olacak, her popüler film beğenilecek diye bir şey yoktur, ancak filme, konusu üzerinden yorumlama getirilmeli ve ancak kendi alanındaki filmlerle kıyaslanmalıdır. bu tür önermeleri yapanlar, bu filmi yüzüklerin efendisiyle de kıyaslasalar garip kaçmaz. muhtemelen her delikli objeyide seks objesi sanıyordurlar.
(bkz: bakmak ile görmek arasındaki fark)
film tırt. ama sadece fight clubla karşılaştırıldığı zaman değil. anarşist propaganda yapan filmler arasında hem en tırtıydı, hem de sırf pazarlama için olduğunu düşündüğüm bolca sevişme sahnesi vardı. hadi anarşizmi türkiyeye tanıtma sorumluluğunu almışlar diyelim. bu filmden önce yapılmış bir fight club var, bir a clockwork orange var, bir v for vendetta var. eğer bu kategorideki babalarla karşılaştırırsan yarrak gibi kalır afedersin. zaten bunun gibi şeker tadında anarşiye özendiren birçok rock müzik temalı amerikan filmi var. bunları bildikten sonra o radyocularla ilgili tek düşüncem sanatın bu yönünü sömürüp işi am göt memeye döndürmüşler. bu millete böylesi yakışır yakışmaz onu ben bilemem ama böyle dandirik filmlere de prim vermemek lazım tabi ki.
filmi izleyen erkeklerin genelinde hakim olan görüştür. çevrelerinde sürekli bir dövüş kulübü havası olduğu için her kulüp ibaresini aynı zannetmektedirler. fakat filmi izledikçe erkek bünyelerde bir kıskançlık alır başını gider. bu başlık da o kıskançlığın sonucudur.
(bkz: yurdum erkeğinin akıl almaz dramı)
pek zeki yazarlarımızın bulunduğunu gösteren tırt film. ben yalnızım hadi bana verin emoluğunu entellik ile yapan yeni nesil gençliğin çok beğendiği döğüşsüz film. puahaha
dövüş kulübü ile kaybedenler kulübünün kıyaslanması kadar tırt değildir. dövüş kulübü ile kıyaslanabilecek bir film an itibariyle * bulunmamaktadır zaten. kaybedenler kulübü, ıssız adam ile kıyaslansa anlarım. ikisinde de tercih edilmiş erkek yalnızlığı teması var. yurdum erkeğinin sekse dayalı ilişkiler yaşarken, aşkla biraz geç de olsa tanışması var, yurdum erkeğini jönlükten çıkartan iki film olması açısından ikisi de takdire şayan kanımca. sıkılmıştık o esas kız esas oğlan filmlerinden, çünkü bizi yansıtmıyordu. radyo programıyla ilgili durumlarsa oldukça özgün, bu açıdan kıyaslanabileceği bir film şu an hatrımda yok. yani sen diyorsunki, elma düzgün de , armut neden eğri? çocuğum sana ilkokul matematik dersinde oran/orantı konusunda hocan demedi mi, "elmayla armut kıyaslanmaz."
şimdi malumunuz fight club gibi bi efsane filmimiz var. orada bi kulüp var. döğüşmeler, tekme tokatlar havalarda uçuşmakta.
bi bakıyoruz kaybedenler kulübü falan. hemen izliyoruz tabi kulüp mulüp.
bir de ne görelim ? sikkominal müzikler, sikkomantik sahneler... yok aşk, yok yalnızlık.
yok mu bi kavga ? mesela filmde birileri o piçleri dövecekti. aha dedim kulüp daha yeni başlıyo heralde. ama taksici ibneler geldi aldı o piçleri. en güzel sahneyi kesmişler orada. senaryo vasatın vasatı anlıcaanız.
fight club'ın tırnağı olamaz. ayrıca o ne len öyle ? kaybedeniz diyolar ama karı desen gırla, para desen gırla..