90larda bir dönem, çok marjinal çok extrem yaşadığım bir dönemim oldu.
o kadar ki... düşün arkadaşla içiyoruz koltuk ve sehpada karşılıklı... yan koltukta sevişen bir çift.
sevişerken derken... haldur huldur değil ama bildiğin en son nokta.
normalde insan seyreder, tahrik olur, hatta masturbasyon yapan bile olur...
ben deki tek hareket
- bira?
deyip bira uzatıp teklif etmek.
bu örneği verdim ki o marjinali hayatı tahmin edin diye.
ha önüne gelenin önüne geleni ziktiği zengin piçi çocuklar değildik... hayatı sorgulayışımız bakışımız farklıydı sadece. hatta tuhaf gelecek de temiz çocuklardık. ulan çocuk dediysek de 27-30.
işte o yüzden amsalak bir adam değilim ben.
o siktir sahnesi zaten beni çekmişler deseler yeri.
sahilde içme sahnesi... deniz yerine bir zeytinlik düşünün...
hayatımdan kendimden çok şey görürüm o filmde.
2 şarkı vardır zaten akılda kalan.
birisi (bkz: melancholy man) diğeri (bkz: dilek taşı)...
paraya acımadım ikisinin de plağını aldım içlerindeki bir tek şarkı için.
2.yi bir türlü denk getiremedim.
neyse bir gün denk gelirse bambaşka duygularla seyrederim artık.
2010 yapımı komedi-dram türü film. kaan çaydamlı ve mete avunduk'un hayatlarını konu alıyor. tolga örnek tarafından çekilen filmin senaryosu da tolga örnek tarafından yazıldı tabii mehmet ada öztekin de var.
ben bu filmi izledim. gerçekten de bu radyonun bir zamanlar olduğunu duydum ama doğruluğunu bilmiyorum. film de afedersiniz sikko bir ergen işi filmdi. amerikan özentisi adamları anlatıyor işte, bir numarası yok.
yol ile ilgili söyleyişler nedense çok hoşuma gitti.
yolda durmak, yolda olmak anlamına gelmez .. yolda durmak, yolda durmak anlamına gelir ..
yolun bittiği yerde durulmaz,.. ya önce durulur, ya durulmaz ..
Bilir misiniz, safsatacılar varmış eskiden. Bir konu ya da kelime üzerine fikir teatisi yaparlarmış. Bütüne baktığında toplu bir anlam olmamakla birlikte, detaylardan birçok anlam çıkarılabilirmiş.
kaybedenler kulübündeki radyo programı da, günümüz safsatacılarına en güzel örnek.
Bazen ağlayamıyorsun bayağı bayağı... Bazen içiyorsun, bazen çok ama çok fazla içmek istiyorsun da bazen sen zaten içmeye gidiyorsun; bazen Acıbadem'den bir taksiye biniyorsun "Kadıköy'e" diyorsun; bazen yüzüne bile bakmıyor.
Bazen bir kadın geliyor, oturuyor karşına ve ağlıyor.
Kadınlar hep ağlıyor.
Bazen bir kadın sana, "en çok korktuğum şey bir kadının gözyaşıdır" diyor kendi adına, "eğer çok sevdiysen" diyor, "eğer çok sevdiysen", oysa bilmiyo ki sevmek de bir ana ait.
bunlar nasıl kaybeden aq dediğimdir. bir elleri yagda bir elleri .....
gerçek bir radyo yayını olan kaan çaydamlı ve mete avunduk'un seneryolaştirilip film yapılmış halidir. nejat işler ve Yiğit özşener cuk diye oturmuştur. bu adamlar gerçek hayattada serkeş.
bunlar nasıl kaybeden aq dediğimdir. bir elleri yagda bir elleri .....
gerçek bir radyo yayını olan kaan çaydamlı ve mete avunduk'un seneryolaştirilip film yapılmış halidir. nejat işler ve Yiğit özşener cuk diye oturmuştur. bu adamlar gerçek hayattada serkeş.