bunlar pek bir şenlerdi.
ip atlarlar, topu atıp tutarlar, örgü örer, ılık süt içip eve erken filan gelirlerdi.
sonra ne oldu bilmiyorum. ama oldum olası nefret ederim ben bunlardan! iki kişi filan da değildir he bunlar! emel,ali,ışık filan da vardı he bir de ömer.. çete gibi yani! hepsine kılım!
ilkokul yıllarım sizin hobilerinizi öğrenmekle geçti lan! biri mısır severmiş biri ip atlamaktan büyük zevk alırmış. banane! şimdi dersten kaçan bir öğrenci olduksa sizin anlamsız, sıkıcı ama anlam veremediğim kadar mutlu hayatınız yüzünden!
ali; kahyanın çocuğuydu; emekçi çocuğu. okuldan gelince önlüğünü çıkarır, ahıra atlara bakmaya giderdi... gariban çocuğu tabi, çalışmayana ekmek yoktu onun evinde... babası; ali okuldan gelince, yeni doğan tayın anası kısrağı kastederek "ali ata bak" derdi, ata bakmasın da akşam yesin dayağı... oya ve kaya ise burjuva çocuklarıydı... zenginlerdi piçler... ömer kıvır kıvır saçlı, hafif sarışın bir veletti vakti zamanında... mısırı da çok severdi dallama... kaya'nın playboy olacağı çok eskiden belliydi keza; oya ip atlarken altına ne giymiş diye bakardı sapık... şimdilerde istanbul'un gece hayatına dalmış o manken kaya'nın, bu manken barış'ın takılıyorlarmış... emel'in annesi hemşireydi, ışık; bankacı mustafa'nın kızıydı... sütü pek bir severdi... ufuk; uykucunun tekiydi... anneciği yazık her sabah uyandırmak için binbir zorluk çekerdi... jale; jandarma başçavuş ibrahim koparan'ın kızıydı... ben içlerinden en çok ali ile ömeri severdim... çok sempatik elemanlardı... o kaya ibnesini hiç sevmezdim... zengin piçi n'olcak...
oya ve kaya' nın, ali ve ipek' e oranla daha aristokrat bir havaları vardı nedense. öyle hemen hemen her fişte yer almazdı bu ikili. ve assolistler gibi dönem sonunda piyasaya çıkarlardı. ali ve ipek halk çocuğu iken bu ikisi pek çıkmazdı ortalara.