17. yy ilk yarısında yaşamış bir halk ozanıdır.özellikle genç osman destanıyla ünlenmiştir.kusurlu bir nazım tekniği kullanan ozanın,tümüyle halk zevkine bağlı sade ve doğal söyleyişi başlıca özelliğidir.
17.yüzyılda yaşamış halk ozanıdır. Gençliğinde Murat Reis'in buyruğu altında deniz eri olarak Cezayir'de bulunduğu, bundan ötürü Kayıkçı lâkabını aldığı sanılıyor. dördüncü murat'ın bağdat seferine katıldı. Hayatının son günlerini istanbul'da geçirdi.
Sade bir halk diliyle destanlar, koşmalar, türküler yazdı. Şiirlerinde çağının önemli tarihsel olaylarını yansıttı. Bektaşiliği benimsedikten sonra tasavvufla ilgili güzel nefesler söyledi. Bazı eserlerini Prof. Dr. Mehmet Fuat Köprülü 1930'da "Kayıkçı Kul Mustafa ve Genç Osman Hikayesi" adlı çalışmasında derledi.
Zamanın önemli olaylarından olan ikinci Osman'ın şehit oluşu, iran tarafından Bağdat'ın zabt olunuşu, Dördüncü Murat'ın Bağdat'ı fethi, Abaza Hasan Paşa'nın isyanı gibi birçok olay üzerine destanlar söylemiş. Bu olaylardan anladığımıza göre, 1659 yılından sonra ölmüştür.
En bilinen eseri, Sultan Murat Han'a asker olmak için dudağına tarağı saplayan ve bıyığı terlememiş diye kendini askere almayanlara 'Bakın tarak duruyor mu? ! diye soran Genç Osman için yazdığı Genç Osman Destanı'dır.