genellikle tehditkar olan konuşmalardır. "senin ağzını burnunu kırarım." gibi örnekleri mevcuttur ama bu tutum yanlıştır. böyle iddialı cümleler kurmak kişinin üzerinde baskı oluşturur. eğer bir de etrafta başka insanlar varsa kesin baskı yapar insanın üzerinde. "kesin dövmeliyim bunu yoksa rezil olacağım." düşüncesi döner durur kafada. ama tabi her şey o an ki sinire de bağlı olduğu için kontrolsüz davranış hat safhada oluşur ve kişi ne yaptığını bilmeden olayın içine karışır. yani ne söylense boş aslında.
- s.a (fiks)
- a.s
- ikki saattir bize bakıyorsunuz hayırdır?
- yok niye bakalım bakmıyoduk biz.
- bak koçum ikki türlü bakkış vardır;
1- normal bakarsın
2- ananı sikerim gibi bakarsın.
şahsımın başından geçen bir olayı aktarmama vesile olan konuşmalardır.
bir şahıs var, şu an sevgilim olan şahsın eski sevgilisi. bu şahıs sürekli benim hatuna yazaraktan atıp tutmaktaydı, seni de döverim onu da falan tarzında. bir gün benimle konuşuyor msn de, benim hatuna ters bir laf edip beni engelleyip gitti. mesaj attım buna; mesaj konuşmamız şu:
-ben: düzgün konuş adamı hasta etme.
-ibne: konuşmazsam ne olur lan!!!
-ben: olm o lan ı yediririm bak sana.
-ibne: sen onu başkalarına yedir komik çocuk!!!
-ben: gel lan karşıma, o lafı da elindeki telefonuda yedireyim.
-ibne: saat mekan söyle lan kızgın göt.
-ben: sen söyle bana uyar her yer.
-ibne: bana da uyar, acaba karşına çıktığımda bu lafları edebilecek misin...
-ben: her yerde ederim merak etme sen, zaman mekan söyle...
-ibne: şu an şehirde değilim, geleyim sikecem merak etme.
-ben: ne zaman geliyosun, bekleyelim seni.
-ibne: ya sen ne azgın şeysin öyle tamam skecem dedimya, az sabret, tam da skim kaşınmaya başlamıştı, seni skmek çok eğlenceli olacak. yarın geliyorum.
-ben: yarın görüşelim.
bu konuşmanın üzerine düşünüyorum ben. kime güveniyor bu çocuk diye. çünkü çocuk pek taşaklı biri değil. hafiften tırsmıyor da değilim çok iddialı konuşuyo çünkü.
ertesi gün oldu. mesaj attım. gece 10'da liman olarak belirlendi zaman mekan. o saatte ben ve arkadaşlarım oradayız, teketek gircem ben, çocuk fazla adam getirirse toplu kavga olurdu. ama çocuk gelemedi. boşuna geldik oraya mal gibi. mesaj attı bir de sürekli, geliyorum falan diye... ama gelmedi.
hiç sesimi çıkarmadım 1 hafta bekledim. ben çağırınca gelmiyor ibne. bir kıza arattım bunu, "senden hoşlandım, senin konuşmam lazım" dedi kız. bu da hemen saat mekan vermiş. hemen bindik 3 kişi motorlara, mekana gittik. bu salak da arkadaşıyla orda bekliyor motor üstünde. olaya bak... bizi görünce bastılar gidiyorlar. peşlerinden gittik 100 metre sonra durdu. yanına durdum, ağzında bir sakız "ne var" diyor, güzel bir yere çek göstercem ne var dedim. çıktık okul bahçesine.
okul bahçesinde etrafı tellerle çevrili bir basketbol sahası var. oraya geldik. bunu soktum içeri, kapıyı kapattım. arkadaşını benim arkadaşlar tutuyo. girdim allah ne verdiyse, tekme yumruk... çocuk kaçıyo geri geri. ama nereye kaçacak, etrafı tel, kafesteyiz. kaçamayacağını anlayınca ve bir kaç da darbe aldıktan sonra, tuttu elimi, "tamam abi, özür dilerim abi, çok özür dilerim abi, bir daha yapmıcam abicim" falan şeklinde özür dilemeye başladı.
baktım şöyle. konuşmaya başladım. sen neyine güveniyosun falan diye başladım, kızdan bahsettim falan. baktım tekrar, elleri önünde yere bakıyor. ne emmeye geliyo ne gömmeye. konuşuyorum cevap yok, vuruyorum kaçıyor. bastık gittik sonra. o günden sonra onu dövecem falan gibi laflar yine etmiş ama icraat olmadı. kapandı gitti olay.
