12 nisan 2009 galatasaray fenerbahçe maçı'nda yaşanan, türk futbolunun yüz karası olaylar sırasında, iki vatandaşın, herkes kavga ederken sakin sakin sohbet etmesidir, işte görmemiz gereken resim budur, biz hala oturmuş fener cimbom muhabbeti yapıyoruz, allah aşkına bırakın artık şu didişmeyi, resme bakın !
kim bilir neler demişlerdir,
-lincoln napıyor bunlar yahu?
-aman carlos abi bırak pis türkler yesin birbirini...
böyle demiş olmaları muhtemel değil mi sizce?
o manzarayı gören her aklı başında insan, 'vay be şu adamlara bak, bizimkiler orda birbirini yiyor, bu adamlar, suya sabuna dokunmadan seyrediyorlar, işte içinde bulunduğumuz salak saçma durum' demiş ve türk futbolundan da, fenerbahçeden de, galatasaraydan da utanmıştır.
ama yok bizim insanımız hala, yok ardaydı, yok semihti... ne diyeyim ben size bilmiyorum ki...
utanması gereken, ayıplanması gereken kişiler; içlerinde takım olma, takım ruhu gibi en ufak bir duygu barındırmayan ruhsuz lincoln ve carlos'tur.
takım arakadaşı bu, defans ya da ofans yaparken yanında olduğun gibi kavga ediyorsa gideceksin sen de oraya. ayırmaya çalışacaksın, mesela carlos amca alıp semih'i uzaklaştırıcaksın oradan ve kırmızı kart görmesini engelleyeceksin.
hakan balta'nın çabaları olmasaydı mesela arda ve semih değil 3'er 5'er, 35'er maç ceza alırlardı.
ama aptal hakan balta, halbuki eli belinde izlemeliydi 50 mt öteden ve "ailevi birşeyler konuştum önder turacı'yla" demeliydi pişkin pişkin. ve biz de öykünmeliydik profesyonellik mavraları adı altında.
utanmaz, unprofessional hakan balta.
burası isviçre değil ya da avusturya. bu ülkede bugüne kadar ne yapıldıysa, ne başarıldıysa, bu başarıların altında yatan nedenler hep manevi ögeler olmuştur. profesyonellik bunu sadece kontrol edilebilir hale getirdiği ölçüde kabul edilebilir.
galatasaray, uefa kupasını kazandığı arsenal maçında kırık omuzla oynayan bülent profesyonel olmadığı için uefa kupası bugün galatasaray'ındır belki de.
sen oraya kavga ayırmaya ya da etmeye çıkmıyorsun. ayrıca kimseyi sakinleştirme zorunluluğun da yok. ama diğer oyuncular çocukça davranmamak zorundalar.
yılda ortalama 3.5 milyon euro kazanan söz konusu şahısların sohbeti esnasında 132.427 işsiz genç babalarından utana sıkıla aldıkları üç kuruşla kahvede sıkış tepiş maç izleyip tırnaklarını yerken, 2.489.627 14 yaş altı çocuk mahalle maçlarında ismini aldıkları bu oyuncuların sırtlarında taşıdıkları forma için gözyaşı dökmekteydi.
doğru olandır. ulan adamlar kavgaya girse bu seferde heriflere bak ikiside dünyaca ünlü yıldızlar ama adam olamamışlar diye eleştirecektik. yani adamlar ne yapsalar yaranamayacaktı bize. biz şimdi bu ikiliyi takım ruhundan yoksunlar diye yerelim. aynı takımda oynamalarına rağmen semih ile arda'yı göklere çıkartalım. hakikaten takım ruhu budur di mi? semih, arda ve diğerlerinin ellerine sağlık bize çok sağlam bir kavga izlettiniz ve takım ruhunun ne demek olduğunu gösterdiniz.
farklı bir açıdan bakmak gerekirse de takım ruhuna aykırı bir davranıştur.* en azından gelip arkadaşını sakinleştirmeye çalışmak, olayların büyümesini engellemek için bişeyler yapmak da bir dayanışmadır.