rakip kalabalık ve iriceyse yapılması en makbul şey kaçmaktır. zira kaçanın anası ağlamazmış.
yok ben kaçmam paşa paşa sopamı yerim, anam da biraz ağlar susar diyorsanız, lafım erkeklere, aman takımlara sahip çıkın.
baktiniz durum kotu. kavga tek care. ilk vuran siz olun. boyun bolgesine, yandan sert darbe indirirseniz, karsi taraf sersemler hatta bayilabilir, sizde tabanlari yaglayip kacarsiniz.
tekme atmayin zira karsi taraf yakalarsa isiniz zor olur. ha illa tekme aticam diyorsaniz , rakibin dizine dogru, alcakdan giden tekme atinki yakalamasi zor olsun.
bir diger guzel yontem; avucunuzun alt kismiyla rakibin cenesinin altina vurun ve vurur vurmaz suratini avuclayin.
en saglam tavsiyem, mumkun oldugu kadar kavgaya karismayin. tatli dille cozun hatta gerekirse ozur dileyin ve uzaklasin.
hiç düşünce, en büyük avantajdır..
not: hiç düşünceden kasıt beynini kullanmamak değil, sadece olaya yoğunlaşma ile ilgilidir. *
(bkz: yol boşsa ilerle)
(bkz: teması koru)
(bkz: gücün önünde durma)
(bkz: takip et)
yukarıdaki bruce lee teknikleride yararlı olabilir...
yol boşsa ilerle: rakibinle aranda herhangi bir engel yoksa temas edene kadar ilerle.
teması koru: rakiple her zaman temas halinde kal. sana vurması için, tork üretmeye ihtiyacı var ve bunun içinde asgari bir boş mesafeye.
gücün önünde durma: rakibinin sana uyguladığı güce karşı koyma, onu yönlendir.
takip et: rakibinin hareketleri izle, sürekli ve doğru bir açıyla rakibine yönel. uzaklaşmasını engelle.
dip not: eğer beynini çalıştırmazsan, temiz bir sopa yersin.
edit: yukarıdaki prensipler, wing tsunsavaş sanatının prensipleridir ve daima işe yaramaktadırlar.
karşınıza hiç düşünmem dalarım diyen biri çıktığında, arzu ettiğiniz tüm çift toynaklı hayvanlar, arzu ettiğiniz her çeşit su birikintisinden dönene kadar dövebilirsiniz.
gerçi wt size bunu bir dakikadan kısa süre yapmayı öğretmiştir.
kavga iyi bir şey değildir bir kere onu söylemek lazım.
ama illa kavga ediceğim, birilerine acayip laf yediresim var diyorsanız da efendice yapın bunu.
kavganın da efendicesi olur mu, demeyin oluyor.
bir kere karşınızda ki size ne derse desin susacaksın, cevap vermiyeceksin ki deli olsun. unutmamak lazımdır ki tepkisizlik en büyük tepkidir.susup sessiz kalacaksın ki, onu takmadığını anlasın. zaten daha da bişi yapmana gerek yok, büyük ihtimalle karşı taraf söylenip söylenip uzaklaşacaktır. hem böylece siz kavga etmiş sayılmazsınız, o kendi kendine kavga etmiştir.ill laf yediresim var falan diyorsanız arada kavganın seyrine göre sessizce ve göz odaklı olarak bir iki vurucu kelime söylersiniz ki o söylediğiniz tek laf bile onun dumura uğraması için yeterlidir.
eğer haklıysanız ve kavga ettiğiniz kişiyi ince bir taktikle alt etmek isterseniz: o suçluluk psikolojisiyle * güya sizi alt etmek için avaz avaz bağırırken, siz sadece bakmakla yetinin.ama öyle bakın ki sustuğu zaman ona birşeyler söyleyeceğinizi, önemsediğinizi falan zannetsin.ve vakit gelip sustuğunda "cevap vermeye bile değmez, değmezsin" edasıyla bir bakış atıp kavganın haklı galibi olun.o zaten bu bakışın ağırlığıyla ezilir, acizliğiyle başbaşa kalır.
ama bu türlü değilde adam gibi bi kavgaysa, hiç rol kesmeyin gerçek kavgalarda samimiyet önemlidir zira. ama her aklınıza gelenide söylemeyin yüz yüze bakılıyor sonra.gerek yok böyle yüz göz olmaya.siz söylemeyin,karşınızdakinin de söylemesine izin vermeyin.baktınız saçmalıyor en kısa yoldan ortamı terk edin.emin olun pişman olan taraf o olacaktır.
kavga edilecek elemanı tırstırmak için delirmiş gibi bağırıp çağırmak, ardından da ilk hamleyi yapan olmak. Sorgusuz sualsiz dalmak en uygunudur. Karşıdaki elemanı şoka sokar.
empati kurmaktır. "ben bu insanı nasil delirtirim?" taktiği diye de adlandırabileceğimiz bu yöntem, 18 yaşından küçükler için kalıcı etkilere sebep olabilir. zira her insanın laftan anlayamadığı gibi, herkes de dayaktan korkmamaktadır.