efendim, aslı giyinir, süslenir; deniz'i kendine aşık eder. gene giyinir, süslenir; bu sefer efe aşık olur. aynı yolu umut'un en yakın arkadaşı üstünde uygular. ve bingoo... onda da işler.
ulan nerden giyiniyor bunlar bilelim. tek kıyafetlik işi varmış, baksana.
insanı abazalaştıran bir diziymiş anam bu, ben bunu gözlerim kör olaydı da görmeyeydim bugün.
lan bi anda herkesin sevdiceği oldu, kavuşamayan bütün aşıklar bir anda kavuştak yapmaya başladı, üstelik olması gereken en iyi şekilde..
misal, düşman başına dediğim dağlara taşlara deniz oğlanı en nihayetinde hödüklüğünü üstünden attı ve parkın ortasında böğürdü '' seni seviyorum '' diye. aslı da istemem yan cebime koy triplerinde '' allah kahr-ı bela, ben de seni seviyorum!! '' dedi ya, benim bittiğim an o andı. hele bir de seke seke çaydan geçen ceylan kıvamında süzdüğü iki tike gözyaşı.. duygularımız sel oldu aktı burda.
neymiş, deniz oğlanı hiç olmadığı kadar huzurlu uyuyacakmış.. yediği o tokattan sonra hala hangi huzursa ?!
oh, metinle gönül de izdivaç makamına eriştiler, hicaz makamı beni al da dinlettiler arada. gönül'ün aslında soğuk nevale olmadığını da '' ben sende tutuklu kalmışım '' diyişinden anladık, metin'in yüz ifadesine öleyazdık. ne şeker polis be o dedik, bağrımıza basmak istedik.
o değil de, deniz'in evi..
alt tarafı öğrencisin. ne o deniz manzaralı, 3 oda bir salonlu ev. hadi ananla babanla kalsan, peşi sıra kankalarını toplasan neyse.. ne demeye tek kişi için -18inde çocuğa ne o ev be, suupır siiviit sikstiin de bile yok böylesi- öyle ev.
hayır bir de maşallah hepiciği 40 yıllık istanbullu başıma. insan bi adres sorar, '' iki durak aşşaaada '' cevabı alır, sevinir, 2 kilometre yol yürür, kaybolur. her yerleri avuçlarının içi gibi biliyorlar, otbüsler, taksiler, '' şurda buluşalım ''lar.. hobatey be annem, yok artık.
biz de okuyoruz, tamam bi tıp değil ama harç paralarını da biliyoruz, 300 yeteleye tıp harcı nerde görülmüş lan, görülmüş mü yoksa? hayırlısı tabi.
mine bacımıza da yer vermeden etmeyelim, atkıları için repleri yolluyoruz, kalanı için master card tavsiye ediyor bu kadar kelam etmek yeter, neyine yetmiyor salağın diyoruz.
son olarak; mine'nin ananesi gibi anane dosta, dedesi gibi dede düşmana olsun. allah deniz'in annesini nasıl biliyorsa öyle yapsın. -amin-
zamanın birinde deniz bi yerlerden mi ne düşmüştü, gövdesine kazık girdiydi; zamanın birinde hikayeye bir şekilde dahil olan biri aslı'yı hastane önünde vurmaya kalktıydı; zamanın birinde efe sağlam mafya babaları arasına karıştıydı; zamanın birinde mine yıllar sonra bulduğu babasıyla birlikteyken trafik kazası geçirdiydi; zamanın birinde bu 4lü tümden denize uçtuydu. en son aslı'yı morgtan çıkarıp hayata geri döndürdüler. kavak yelleri değil de heroes sanki anasını satiim.
bundan 3 sene önce mi ne * hızla gelen bi araba sol taraftan şahsıma çarptıydı. ulan yemin ediyorum o günden beri bacağım en hafif dokunma da bile ciddi ciddi acıyo. bu elemanlar da ölümden döndükleri günün akabinde yepyeni atraksiyonlara depar atıyolar. burdan yetkililere sesleniyorum; seyirciyi aptal yerine koymanın bile bi adabı vardır be abi!?
efe'nin seneler boyunca kaybolmasının sebebi; malum kazada çükünün kopmuş olmasıdır. tüm dünyayı dolaşarak aslı'ya layık bir çük bulmaya çalışmıştır. en sonunda kongo'da balta girmemiş bir ormanda yaşayan zulu kabilesinin bir üyesinin çükünü 1 adet diet cola ve mentos eşliğinde yapmış olduğu şov ile kazanmıştır. eleman çükünü* tanrıya kurban ettiğini sanmıştır.
bu arada efe aslı'yı bırakırken sanırım bakireydi ama şimdi hamile!
Elektrikler kesik ama deniz in kafada şişe kırılınca birden geliveriyor. aslı tıp okumuş ama garsonluk yapmayı seviyor. para yok ama itibar çok. en aç olanı bile 2-3 katlı evde kalıyor. istanbul da en köhne evin kirasının 500-600 tl den başladığını düşününce işsiz güçsüz adamların konaklarda kalmaları tuhaf oluyor. heee yok arkadaşının eviymiş, yok bilmem nesinin neyiymiş felan bunları zaten geçiyorum. Bu devirde kim kime dayalı döşeli 300-500 metrekare ev tahsis eder?
