kavak yelleri

entry2250 galeri16 video9
    151.
  1. aslı nın, istanbul un sonbaharına ne kadar çok yakıştığına hayranlıkla tanıklık ettiğimiz dizi.
    2 ...
  2. 152.
  3. esprilerin dizinin içine gayet iyi oturtulduğu, izlerken zevk veren, bu kadar dizi kalabalığının içindeki en iyi dizilerden biridir kendisi.
    0 ...
  4. 153.
  5. mine'nin ananesi ve dedesinin oyunculuklarına hayran kaldığım dizidir. ayrıca deniz gibi öğrenci bir adamın o ev neyinedir efem. bir de sarı 50 liralık banknotlarla (en az 1500 ytl verilmiştir kanımca) dolu harçlık verilip. bununla idare etmelisin derken bizimle dalga geçildiğini düşünmekteyim.

    ayrıca şu canan'ın her an gözleri dolu dolu bakması, dudaklarını büzüştürmesi, aslı'nın tripleri de kabak tadı vermektedir.
    4 ...
  6. 154.
  7. deniz in annesinin eve kamera takıp oğlunun evde naptığını gözetleyebiliyor olması işin iyice bokunun çıktığının göstergesidir.
    3 ...
  8. 155.
  9. uzamış, uzadıkça lastik misali sıkmış dizidir. gençlerin üniversiteleri kazanıp ayrı yollara gitmesiyle bitmeliydi ancak bitmedi ve suyu çıktı.
    0 ...
  10. 156.
  11. pinhani şarkılarında geçen cümlelerin replikleştirilmesiyle antipatimi toplamış bir dizidir.

    (bkz: içinden geçeni söyle kalırsa yazık olur)
    1 ...
  12. 157.
  13. 158.
  14. harika bi yaz dizisi olabilecekken, olayı istanbul'a taşıyıp suyunun çıkarılmaya başlandığı dizi.. her ne kadar oyuncular iyi olsada süngere döndü şimdiden konu, sıkmaya başladı izleyiciyi.. tadında bırakılmasını istemekteyim.
    0 ...
  15. 159.
  16. sanırım 1-2 hafta sonra izlemeyi tamamıyle bırakacağım dizi. daha önceden bölüm kötü olduğunda bile en azından efe'nin sahneleri için dizi çekilir durumdaydı ama artık belki de en sıkıcı sahneler efe'nin sahneleri olmaya başladı. yani o kadar kötüye gidiyo. allah'tan mine'nin dedesi ve anneannesi var.
    0 ...
  17. 160.
  18. gitgide saçmalamaya başlayan dizi. mine arabalarının çalındığını görüyor gayet sakin bir şekilde ve gülerek 'aa bu bizim araba mı' diyor. höh be kızım biz olsak çığlığı basıp ortalığı birbirine katmıştık. minenin anneannesi olacak şeytan gibi teyzem de taksici amcaya dön evladım şuradan diyor. tamam istanbul'da yaşamıyoruz ama gidip gördük, televizyonda izledik o kadar kolaysa dönmek, anında o arabaya yetişmek duyduğumuz istanbul trafiği meselesi yalanmış. millet istediğini yapıyor trafikte. kadir topbaş'a haksızlık ediliyor ya trafik sorunu kalmamış ki istanbul'da. o aslı'ya zaten iyice gıcık oldum. nerde dizinin başındaki masum saf temiz kız nerde şimdi içine şeytan girmiş gibi bakan kız. eskiden sevimli gelen hatun şimdi sinir ediyor. ahh ahh keşke hala urla'da kalsalardı arada seferihisar'ı bize urla diye yuttursalardı ben ona da razıydım be. şimdi istanbul'un o karmaşası içinde eski saflığını kaybetmiş o yazın ayıla bayıla izlediğim dizi. yakında elveda rumeli'ye geçiş yapacağım o olacak.
    4 ...
  19. 161.
  20. bazen bakıyorum da biraz dawson s creek havası var...
    2 ...
  21. 162.
  22. 163.
  23. osman amca'nın başrolü zorladığı dizidir.
    2 ...
  24. 164.
  25. son bölümünde 5 defa pembe yalanlar lafının geçtiği dizi. *
    1 ...
  26. 165.
  27. kanal d'nin sevilen ortaokul tadında, üniversite ortamında bir garip dizisi . acıkmış kedi yavrusu gibi konuşan bir kız var izledikçe sinir bozuyor. bir de bu kızın annesi var. garip bişey, izlenmez dedirtiyo insana. ama dağhan külegeç için izlenir mi bu dizi? evet. mıncırık kıncırık ah aşkım minik bal damlam ne de nazlısın sen dialoglarını ve o korkunç anneyi izlerken arada dağhan'ı görmek çölde serap... tabi dağhan çıkmadan bayılmamış olursanız.

    edit:dawson's creek'i de sevmezdim zaten.
    2 ...
  28. 166.
  29. gökhan kıraç'ın ve cihan yenici'nin sırra kadem bastığı dizidir. dizinin istanbul'a gelmesi ile bir form düşüklüğü oldu. tadı tuzu kalmadı. umarım düzelir.
    yayınlanan son bölüm için; hafize hanım bir polis memurunun boğaz manzaralı bir evde oturduğuna inanıyor ya pes yani.
    1 ...
  30. 167.
  31. deniz'in aslı'ya "sinirlenince daha güzel oluyorsun.", "telaşlıyken daha güzel oluyorsun." gibi yüzyıllardır söylenen aptal iltifatlar etmesi, bir de bu evlatlar daha düne kadar mine'nin cep telefonuyla çekilen yonjada her gün rastlayacağımız tarzı fotoğraflarını olağanüstü değerlendirip şaşırmasıyla; şu anda henüz ilk günlerden her boş kaldıkları yerde öpüşme çabalarını anlayamadığım ve tezat olarak nitelendirdiğim bir dizidir.
    3 ...
  32. 168.
  33. 169.
  34. Esas oğlan deniz tam olarak ne okuyor bilmiyorum ama gazetecilik gibi bişi de okuyor sanırım.Aslı kızımız tıp okuyor.Diğer cadı olan kız ise dil okuyor.Şimdi liseye dönüyoruz hepsi aynı sınıfta idi.küçük bir detay olabilir ama insanları salak yerine koyan bir dizi.
    3 ...
  35. 170.
  36. artik yarim saat bile izlenemez hale gelen dizi. o kadar kötü yani.
    0 ...
  37. 171.
  38. son bölümünde şu diyaloğun geçtiği dizi.
    su denilen hatun:efe ben özgür bir kızım bana karışamazsın *
    efe:ben bir tane özgür kız biliyorum o da şimdi reklamlarda çorap satıyor.
    2 ...
  39. 172.
  40. sırf sözlüğe yazmak için eleştirel gözle bakılmadan izlenebilirse gayet keyif alınabilecek(özellikle efe karakteriyle) bir dizi.
    0 ...
  41. 173.
  42. samimi dizi. öyleki oyuncularından birini istiklalde gördüm dün akşam, hacı naber ya diye muhabbet edesim geldi. sonra hatırladım, aslında tanımıyoruz ki birbirimizi bu ne samimiyet dedim...
    oskarlık performans görmeyi, acayip bi senaryo manyak bi kurgu izmlemeyi, kendinden geçip günlerce etkisinden kurtulamamayı bekleyenler için çok şahane değil, evet. ama dizi işte yani, gençlik dizisi. izliyosun, gülüyosun, eğleniyosun, televizyonu kapatınca hoş geçirilmiş bir zaman dilimi kalıyor elinde. çok şey bekleyip yüklenmemek lazım...
    3 ...
  43. 174.
  44. zorlama espirileri çoğalmış ve göze batar hale gelmiş dizi.
    0 ...
  45. 175.
  46. "delilik biliyorum senle olmak delilik
    takılıp kaldım karşı koymam imkansız
    yaşanan yıllarım senden çok daha fazla
    hüzünlerim alır gider sevinçlerimi"

    böyledir dostum , böyledir ... bir cümle gelir ve göğsünde
    patlar ! hüznün iri gagalı siyah kuşları bir matem yerine
    cevirir bedenini.

    böyleydi dostum , böyleydi ... keder denilen şey bir kadın
    silüetindeydi ! geldi ve geçmedi , ayrılık değil delilikti !

    "içimde yılgın rüzgarların ayak sesleri
    sende daha yeni yeni kavak yelleri"

    yenildim dostum , kelimelerimi kaybettim ! arkamı döndüğümde
    yırtılmış fotoğraflar görüyorum , hiçbir zaman gönderilmemiş ,
    gönderilmeyecek mektuplar... ey içimde öfkeyle büyüyen rüzgar
    gel ve geç artık !!!

    "doğrusu yanlışı ağrısı sancısı ne varsa yaşanacak
    gözyaşı ayrılık pişmanlık dargınlık hepsi benim olacak"

    ve tam burada müzik (hayat) hızlanır. bir rüzgar essede kırılsam
    diye beklersin , güneş sana inat doğar sanki , gece örtmez üstünü,
    günahlarını silmez. mevsimlerin anlamı yoktur. kuşlar ümitlerinide
    alıp gitmiştir. sevebileceğin tek bir kadın kalmıştır oda ''keder'' !
    çünkü bu hüzünlü bir şarkıdır artık.

    "al beni sarıl bana beni koru kollarında korkuyorum"

    işte burada parçalanırsın ! kaybetmiş bir savaşcının ağır yaralı
    hüznüdür bu... korkma diyemezsin ! korkma diyemezsin ! korkma diyemezsin !

    "içimde yılgın rüzgarların ayak sesleri
    sende daha yeni yeni kavak yelleri"

    dostum çünkü gitmek fiili sevgiliye yakıştırılınca mevsim sonbahara
    döner ve sana kalan dalından kopan bir yaprağın kaderidir. bilirsin
    rüzgar hep kederden yana ve hep ayrıyönlere eser...

    "kaçmayı çok denedim ansızın bu sevgiden
    kaç kere yenik düştüm istemeyin bunu benden
    sarhoş tutkularım koynumda ben bir deli
    iş işten geçti artık dönemem geri"

    dostum bu cinnet olmalı ! bana "mona rozayı" oku ! ak güller ,
    kırmızı güller , canımı yakan güller , siyah güller...

    bu cinnet olmalı dostum ! inan kendimden korkuyorum , bana
    "mona rozayı" oku ! korkuyorum dostum kırmızı güller ,
    ak güller ... korkuyorum ...

    "içimde yılgın rüzgarların ayak sesleri
    sende daha yeni yeni kavak yelleri"

    dostum bu hüzün leipzig garından geçer mi ?

    "doğrusu yanlışı ağrısı sancısı ne varsa yaşanacak
    gözyaşı ayrılık pişmanlık dargınlık hepsi benim olacak"

    "karanlığımızı avuçlarımıza öksürerek
    sen bir kadın ıssızlığına koşulmuş
    yarıdan fazla mavi gözlü
    eylülden eylüle gülümseyen
    ben görünmez raylara düğümlü
    garlarda yankılanan bir erkek
    değerinden eksiğine bozulmuş."

    "al beni sarıl bana beni koru kollarında korkuyorum"
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük