--spoiler--
Bilinmeyen ve çoğul yalnızlıkların esiri olan insanların, siyahlığıydı binlerce damla...
Mahkûmu olduğu, acımasız kırıkların gökyüzünü ağlattığı o damlalar...
Gece yarısı yastığın kenarındaki o masum ıslaklıklar..
Dalıp gitmelerin vermiş olduğu imkânsızlıkların süzülüp gitmesi yıllarından ve sahip çıkamamak dünlere...
Yarınlara dair ne varsa akıtmak dünlerde...
Gözlerin ıssızlığı ve o sessizlikte bulamamak yarınları...
Kaybolan güvenini perçinleyen kirpikler, bir tek arasından geçirmiş yalnızlığı ve akıtmış damla damla o anıtlara...
Ağıtlar yakmış o uğurda, duyulmamış fakat yüreklere parmaklıklar inşa etmiş o acılarla...
Sonra yeni bir umutla yıkamak istemiş her adımı, yeni bir hayalle süslemek o yarınları...
Sıvamak istemiş damlaların o akıp gittiği yoldaki acıları...
Her acı diğer acıda bütünleşmiş... Kimse bulamamış damlaların yuva yaptığı o karanlıkları...
--spoiler--
bu cümleleri okuduktan sona kesinlikle almamaya karar verdiğim kitap. lisenin çok kitap okuyan ama sevdiği kıza açılamayan asosyal tiplerinin ders sırasında defterine karaladığı cümlelerden başka bir şey anımsatmadı bana bu cümleler.
'hiç bitmese keşke' diyerek izlediğim muhteşem trt yapımının adı...kalite akan bir sunucu *, muhteşem konuklar , inanılmaz güzel türk halk müziğieserleri .. saatlerce izlenir sıkılmadan , keşke ellerindeki bütçeyle bunlardan milyonlarca yapabilecek özel kanallarımızda,saçmalıklardan vazgeçip böyle programlar yapsalar ...