katmoresan

entry6 galeri0
    1.
  1. hayatınız boyunca yüzlerce veya binlerce kez "kadere inanır mısınız?" diye başlayan videolar, seminer başlangıçları veyahut yazılar duymuş veya okumuşsunuzdur. peki hiç düşündünüz mü bu olay insanoğlunun varoluşsal nedenlerinde neden var mı veya yok mu diye sorgulanıyor? kader inancına sahip olan insanlara ne oluyor yada kader inancı olmayan insanlara ne oluyor? bu yazıyı yazarken çok fazla düşündüm neden buraya yazdığımı da bilmiyorum ancak bu konu benim için çok mühim olduğu için kelimelerimi ve üslubumu ona göre belirleyeceğim.

    olay şöyle başlıyor aslında. Bir gün odamda otururken odamın camından dışarıya baktığım anda bir poşet kitabın çöp kutusunun yanında bulunduğunu gördüm. Siyah bir poşet ve ağzı açık bir vaziyette bu poşet öylece orada duruyordu. O sıralarda odama kitaplık yaptırmış olan ben içerisini doldurmak için kitap arayışına girdiğim esnada bu görüntü beni oldukça mutlu etmişti. Hemen koşarak indim aşağıya ve kitapları oradan aldım. Eve geldim ve kitapları incelemeye başladım. Kitaplar genel olarak roman,şiir ve dini kitapları üzerineydi. Hepsini tek tek sildim, temizledim ve kitaplığıma yerleştiriyordum ancak bir kitap vardı içinde kırmızı kabı olan, siyah font üzerine beyaz yazılar yazılmış değişik bir kitap dikkatimi çekti. Yayın evi, basım tarihi ve yazarı gibi bilgileri olmayan, sadece ismi olan bir kitap. Kitabın ismi "Katmoresan" idi. Kırmızı kabın üzerine siyah yazılmış bir isim. Kitabın ilk sayfasında ise kocaman bir şekilde 2/7 yazıyordu. bunu önceleri anlamamıştım yani o an bir şey anlamamıştım. Sadece kitabın sayfalarını karıştırıyordum. Yazılarına baktım ve içerisinde not olup olmadığını inceledim. sonra bunu ayırdım ve diğer geri kalan 2 kitabı rafa yerleştirdim tekrardan. Kaç adet kitabı rafa koyduğumu merak ettim ve kitapları göz ucuyla bir saydım ve kitabın ilginç olduğunu o zaman anladım. Kitaplığımda 9 kitap vardı. 10ncu kitap elimde tuttuğum "katmoresan" kitabıydı. ayrıntı ise bu kitap alttan 3 ve baştan 8nci kitap yani "3"ncü sırada olduğunu anladım hemen. Bunun ilk başta tesadüf olabileceğini düşündüm. kitapları dizdim ve bir köşeye çekilip bu esrarengiz kitabı okumaya başladım. ikinci sayfayı çevirdim ve karşıma çıkan ikinci şok ise "kadere inanır mısınız?" çıktı. kitabı hemen kapattım. Çünkü o güne kadar bu tür bir kitap okumayan ben şaşırdım ve biraz da korktum açıkcası. Korkumun sebebi benim o saate kadar bu olayın sayıların tesadüf olduğunu düşünüyordum ve kaderle bağdaştırmıştım bu olayı.

    kitabı bir kaç gün elime almadım ve öylece masamda durdu kitap. daha sonra bu kitabı internette ve sahaflarda sordum. Ne yazık ki böyle bir kitap yok elimizde dediler. Kitabı tekrar elime aldığımda bir hafta geçmişti(gerek yoğun iş temposudan, gerek isteksizlikten) ben kitabı okumamıştım. Bir hafta sonra üçüncü sayfayı açtım ve başlıksız başlayan bir yazı karşıladı beni. Yazıların ne anlattığını tam olarak yazamayacağım şuan fakat bende kalanları size yazacağım ki bunlar benim cümlelerim ancak o anda kitabın ilk sayfasının mini bir özetidir.

    " kader denilen en ufak şeye bile inanın. bu hayatınızın en mühim bilgisi olarak sizde kalsın. bu kitaba ulaşan kişinin ne bir bu işle bir alakası var nede bu işle bir alakası yok. her şey size sunulan bir itaf veya ödülden ibarettir. kitaba ulaşan kişiye kitap der ki hayatınızın en ucu ve en başı bir yuvarlaktan oluşmaktadır. ölüm ve yaşamın ortasında bir boşluk vardır ve bu boşluğu oluşturan ise kaderdir." diyordu kitap.

    bu yazı beni çok etkiledi çünkü yazı sanki bana yazılmıştı. Daha sonra devam ettim okumaya okudukça beni içine çeken bir üslubu ve yazım dili vardı. Gündelik olaylardan bahsediyordu. ancak en önemlisi ise yaşadığımız hayattaki tanınan ve tanınmayan insanlardan bahsediyordu. Trump, atatürk, robbie williams, recep tayyip erdoğan, ismet inönü, franz kafka, george bush, stalin gibi gibi insanlardan. (aklımda kalanlar bunlar)

    büyüleyici kitapta bunlardan bahsederken her bir sayfada bir insanın yaşamı ve yaşam amaçlarını yazan kitapta ise her bir insanın nasıl öleceği belliydi. başlarda tarihi insanlar vardı ancak sonraları beni oldukça şaşırtan şeyler olmaya başladı. Günümüzde tanıdığımız bazı insanların ölümü ve ölüm nedenlerini okumaya başladım. ve kobe bryant yazan sayfada durdum ve tarihe baktığımda tarih 27.01.2020 yazıyordu ve helikopter kazasında ölecek yazıyordu. o an tarih aralık 2015 falandı. Yani bana çok anlamsız gelmişti ilk başlarda. Ancak kitap daha önce ölen kişilerin ölüm tarihi ve nedenlerinin yüzde 90 bize yansıtıldığı gibi bilmişti, gelecek hakkındakiler gerçekleşebilecek mi diye beklemeye başladım. Başlarda inanmadığım olaylar 2016 yılındaki tanınan kişilerde bir bir gerçekleşmeye başlıyordu. Şubat ayından vefat eden kamer genci bilen kitap 2016 daki bütün tanınan kişilerin ölüm nedenlerini ve tarihlerini bildiğinde ben kitabı her açtığımda tarihin doğru olmasıyla birlikte şoka girdim ve korkmaya başladım.

    kitabı 2016 yılının aralık ayında okumama kararı aldım. kitabın sene sonu yazılarının her birinde "katmoresan" yazıyordu. bu dikkatimi çekti ve diğer sayfaları okumadan göz gezdirdim. hiç birinde bununla ilgili bir bilgi yoktu. daha sonra sondan 3ncü sayfada "katmoresan;" diye bir yazı gördüm ve okumaya başladım. katmoresan; bir kişi veya topluluk değildir. para, mülk, şan ve şöhret gibi dünyevi ve basit zevk akımlarıyla uğraşmaz. tek bir amacı ve hedefi de yoktur. katmoresan, düzenleyici ve dağıtıcıdır. kime ne gerekiyorsa o verilir ve ondan o alınır. birinin alması gerekini zamanında ve vermesi gerekeni zamanında alır. o her şeye tabidir ve her şeyden müstesnadır. sandıklarınız ve bildikleriniz size yetmediğinde her şeyi bilen ve yönetene inanın ve teslim olun.

    tarzı bir paragraf bulunuyordu. içerisinde okuduğumda kader inancı olan biri olarak kafam oldukça karışmıştı. ne demek istediğini hiç anlayamamıştım. ancak bugün bu yazımı yazmadan önce oturup sakince düşünürken kobe bryant haberini aldığımda her şey tamamıyla oturdu bende. bu anladığım ve düşündüğüm bende kalacak ancak şunu diyebilirim ki hayattaki sevdiğiniz, sevmediğiniz, olan veya olmayan gibi her şey mekanizmadan ibarettir.

    kitaba ne olduğuna gelince biz doğalgazlı bir evde oturuyoruz. Annem 2016'da teras katımıza oda büyük ve ısıtması güç oluyor diye soba aldı. sobanın yanına yaptığı yer yatağı tarzı bir yerde kullanılmaz kitapları ve kağıtları koyduğumuz bir hazne bulunuyordu. yer yatağında okurken kitabı orada bırakmışım ve annem kitabı müsvette diye sobaya atmış. kitabın sayfalarını o yüzden size tam aktarmıyorum ve elimde bu konuyla ilgili hiç bir delil veya nüsha yok.

    not: bu yazıyı okuyan arkadaşlar dalga geçebilirler, deli diyebilirler ve komik bulabilirler. herkese bir şeyler inandırma gibi bir misyonum veya gücüm yok. zaten yazımın başında da dediğim gibi bu yazıyı neden yazdım bilmiyorum, belki bir soruma cevap bulmak veya çözüme ulaşamadığım için bilgi almak olabilir yada basit bir paylaşma isteğim bilmiyorum. konu hakkında belki bir daha hiç konuşmam veya bu yazıya bile edit yapailirim onuda bilmiyorum.
    4 ...
  2. 2.
  3. Ne yazdın dostum böyle, destansa komik değil.
    0 ...
  4. 3.
  5. Ne yazdın dostum böyle, destansa komik değil.
    0 ...
  6. 4.
  7. gerçek olup olmaması umrumda değil pek ama dikkat korkunçlu yazıdır uyarısının yapılması gerekiyor.
    2 ...
  8. 5.
  9. Bir tek benim başıma gelmiyor böyle paranormal olaylar ya. Keşke bir kerecik de ben yaşasam aydınlansam falan.

    Çok inandırıcı gelmedi ne yazık ki. Korkunç da gelmedi dolayısı ile. Üzüldüm yaklaşık 3 dakikam gitti.
    2 ...
  10. 6.
  11. ilginç bir kitapmış. Şu tanınmış kişilerin ölüm tarihlerinden aklında kalanları bana özelden atabilir misin acaba? Aralarından birini çok merak ettim de.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük