Coşku geçtiği zaman, en basit felsefeyle yetinmek durumunda kalırım:
katlanma felsefesiyle (gerçek yorgunlukların doğal boyutu). Uymadan katlanır,
savaşmaya alışmadan direnirim: hep şaşkınımdır, hiçbir zaman cesaretim
kırılmamıştır; bir Daruma bebeği, durmadan şaplak yiyen, ama içindeki bir
düzen (ama benim düzenim nedir? Aşkın "gücü" mü?) yardımıyla "sonunda" gene
doğrulan bacaksız bir hacıyatmazımdır. Bu Japon bebeklerine eşlik eden bir
halk şiiri de bunu söyler:
"Böyledir yaşam
Düşersin yedi kez
Kalkarsın sekiz kez."