Katip bartleby'den esinlenerek az önce yazdığım muhteşem kısa hikaye.
Olaylar şu şekilde gelişiyor:
Nejat işler, bilmem hangi sebepten herhangi bir tanışma etkinliğine katılıyor. Orada karının biri bunu uzaktan süzüyor, bakıyor ki iyi kötü karizmatik bir adam. Diyor ki ben şunu gidip bir yoklayayım.
işte merhaba ben jaleydi ben nejattı bilmem ne faslından sonra Nejat 10 dakika boyunca futbol anlatıyor, Sergen'e falan sövüyor. Jale de diyor ki of bu ne ya hep futbol hep futbol. Üstelik sürekli küfrediyorsun.
Nejat sinirleniyor ve ben buyum kızım, beğenmiyorsan siktir git diye cevap veriyor.
işte o tanışma ortamında o an neden bilmem bir anda oluşan anlık sessizlik içinde herkes nejatın jale'ye bu şekil giriştiğini işitiyor, durumu fark eden Jale ağlayarak tanışma ortamını terk ediyor, eve gidip pembe mezarlık şarkısını 18 kez dinledikten sonra nejat'tan intikam almaya yemin ediyor, bunun verdiği moralman yükselme sonucu Beyonce dinleyip salak salak hareketler yaptıktan sonra uyuyakalıyor.
Ertesi sabah Jale ilk iş, kahvaltı bile yapmadan avukata gidiyor, ve nejat'a hakaret davası açmak için anlaşıyorlar. Üstüne bir de manevi tazminat davası açıyorlar. Oldukça cimri bir insan olan Jale her ne kadar avukatın kendisinden bu iki dava için 15 bin TL talep etmiş olmasına içerlese de Nejat'tan intikam almayı kafaya koyduğu için bunu da sineye çekiyor. Avukat da hemen aynı gün uyap'tan her iki davayı da açıyor.
Sonrasında Nejat savcılığın ifade için kendisine tebliğ ettirdiği çağrı kağıdını görmezden geliyor, bunun üzerine Nejat hakkında zorla getirme kararı çıkıyor. Polis nejat'ı evinden alıyor.
Karakolda alınan ifadesinde Nejat sadece surat yapıyor, siz kimsiniz AMK dercesine. Susma hakkını kullandığını belirtme zahmetine dahi girmiyor.
Bunun üzerine ifade için savcıya götürülüyor, ama tabii artık bütün bu olan bitenden canı sıkılmış, saatleri karakolda geçmiş, yetmezmiş gibi şimdi de savcıya götürülüyor. Niye? Karakter koyduğu için.
Eeehh Sikerim seni de adaletini de diyor savcının ısrarlı sorularından bunalan Nejat, bunun üzerine savcı jale'ye hakaretten dolayı iddianame düzenlediği gibi bir de görevi başındaki kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret kapsamında bir iddianame daha düzenliyor, üstelik hiçbir indirim talebinde de bulunmuyor.
Nejat bu, durur mu? Hakime de basıyor küfrü. Ben buyum hakim bey, hiçbir zaman gizlemedim, beğenmiyorsan siktir git deyiveriyor. Hukuki süreci yeterince anlattık, uzun lafın kısası, nijat hapsi boyluyor.
Ve burada da koğuş ağasına küfrettiği için hapishane tuvaletinde şişleniyor ve nejat'ın hayatı burada son buluyor.
Her şeye yapmamayı tercih ederim diyerek pasif bir direniş gösteren katip bartleby'nin aksine, Nejat her şeye bu olduğunu ve beğenmeyenlerin siktir olup gidebileceği cevabını vererek aktif bir direniş sergiliyor. Ne yazık ki her ikisi direnişçi, farklı yollar izleseler de aynı yerde buluşuyorlar.
Kim bilir, belki de ikisi birlikte bize yukarıdan gülümsüyordur.