henüz annesinin karnındaki doğmamış bebeği hunharca katleden bir yaratığı savunabilen insanlar gördük son birkaç saattir.
ve aynı insanları hükümete hep yağ çekerken, dil atarken görmüş olmak ister istemez insan zihninde ampul yanmasına sebebiyet vermekte.
sizin derdiniz aslında memleketin bütünlüğü, huzur, asayiş vesaire değil anam babam...
ne mal olduğunuzu hepimiz çok iyi biliyoruz.
polisi bu kadar savunmanızın tek amacı orduyu yıpratma politikanızın sekteye uğramamasını sağlamak.
şimdi derin konulara gireceğiz birazdan.
misal bir bayanı tekmeleyip, öğrencilere biber gazı sıkıp, ağzını burnunu kıran güruhun hükümetin dayatması ile ağır silahlar edinmesi yasalarına falan.
gidin bir yüzünüzü gözünüzü yıkayın. meleyip bakar durursunuz sonra...
düzgün bir tespit yapacaksan ne akp'li ne de, polis yanlısı olmak gerekmiyor.
devletin kendisi şiddet demektir. bu şiddet legal olarak polis ve ordu kurumları ile uygulanır. derin devletin ise ergenekon çetesi, faili meşhurlar gibi başka şiddet enstrümanları vardır. "sivil" yaşamda devletin şiddeti çok renklidir. başörtüsü yasağı, aleviliğin, kürtlüğün inkarı, ermeni katliamının inkarı, doğanın hunharca tahribi, kadınların ezilmesi..... bu liste bitmez.
demek ki polisin şiddetine karşı çıkıp, ordu şiddetine tapıyorsan, ergenekon avukatlığı yapmaya soyunursan senden olsa olsa çakma demokrat olur.
sivillere yumurta atanlara "demokrat", şiddetin metal yüzkarası olan panzerlere taş atan çocuklara "kürt piçleri" dersen, bu osuruktan demokratlığını gün gelir yaladığın postallar bile kurtaramaz.