türkiye'nin en güzel şehri değildir belki ancak türkiye'nin en şirin ilidir.
kastamonu tabelasını gördüğünüz yerden itibaren yeşillik kaplar yolunuzun etrafını, tertemiz ılgaz sularının aktığı o çeşmelerde mola verilir, verilmesi gerekir. manzaranın keyfi de en çok oralarda çıkar zaten o uzakta gözüken köylere bakarsınız derin bi dünya varmış varmış dersiniz daha önce karadenize çıkmadıysanız ilk defa nefes aldığınızı hissedersiniz öyle temiz bir havası vardır, öyle güzel bir manzarası, öyle güzel temiz suları..
şehir merkezine geldiğinizde bile yeşillik bırakamaz bizleri, en fazla 100 metre uzaklıkta kalır o dünya güzeli ormanlarımız, şehrin ortasında deresi akar çoğu anadolu şehri gibi ama son dönemde etrafı güzel dekore edilmiş ve modern bir yer görünümü de kazanmıştır, kar yağınca o dereyi izlemek ayrı bir keyiftir. hava güzelken ise o dere etrafında çay boyu gezilir, tüm şehir kolay gezilir ama keyfi vardır dostlarla çekirdek çitleyip çay boyu yapmanın.
en büyük eksikliği adam akıllı kafesi olmayışıydı, yeni tamamlanan üniversite kampüsü çevresinde açılan kafelerle o eksiği de tamamlamışlar gibi gözüküyor kısacası güzel bir karadeniz şehridir kastamonu, insanın genç yaşında çok sıkıldığı "ben neden burdayım" dediği ancak ayrılınca özlediği.
Dört senemi geçirdiğim şehir. Beşinci seneyi de geçireceğim okul uzadı amk.
O zihinde canlanan üniversite hayatının olmadığını bilin yeter.
Eğer yeni gidip yurtta kalmayacaksanız , eve çıkacaksanız salı pazarı ve kuzeykent'i tercih edin.
memleketim diye iyimser davranacak değilim. bundan 6 sene önce yaşanmaz bir yerdi. ama şu an çok büyük ve hızlı bir değişim gösteriyor, bence yaşanılabilir bir hale gelmeye başladı. 5 sene sonrasından çok umutluyum.
kuzeykentte öğrenciler için gayet ideal bir yer olmuş. biz lisede okurken , kuzeykentte sadece göl anadolu öğretmen lisesi vardı
Şuan yollarinda olduğum guzel memleketim. Lakin abazalari maalesef azalmamistir. Giderseniz de saat kulesine akşam gidin cayinizi yudumlarken kalenin ihtisamini izleyin.
Rivayete göre Bizans imparatorlarından Kale tekfurunun kızı Moni’nin, bir Türk komutanına aşık olduğu söylenir. Bir gün, kaleyi fethetmek isteyen Osmanlı komutanlarından olan Atabey Gazi ve ordusu çevreyi kuşatırlar. Bizans askerleri ve komutanlar kaleye sığınırlar. Ancak gösterilen tüm çabalara rağmen Türk ordusu kalenin kapısını kıramaz. Bunu farkeden Moni kalenin surlarına çıkarak sevdiğine nasıl yardım edebileceğini düşünür… O anda hızlıca karar veren Moni, kalenin anahtarlarını Türk Komutanına atar, tam bu esnada babası tarafından yakalanır. Babası kızına öfkeyle “Kastın neydi Moni?” diye bağırır ve zamanla bu söyleyiş Kastamonu haline dönüşür, yörenin adı da bundan böyle bu adla anılır hale gelir.
bir kastamonulu olarak kendimle gurur duyuyorum.
hayır arkadaşım kastamonuda ki tabelalarda 'dikkat ayı çıkabilü' yazmıyor.
insanları iyi niyetlidir, arkadaşım kirk kirik kup seni evlerinde ağırlamaktan memnun olacaklardır.
satranç ikinci ligde oynarken gitmiştik... gerçekten oksijeni bol, çok güzel, temiz bir şehir.. insanın bu şehirde ömrünün iki kat artacağına inanıyorum...tarihi bir dokusu da var..
memleketim işte gitmesem de görmesem de...bir gün belki bu şehr-i istanbul'dan ayrılıp gezip görüp daha çok benimseyebilirim ve bunu yapmayı çok isterim.
