kaslı bir erkeğin koltuk altı kıllarını koklamak

entry2 galeri0
    1.
  1. 190 cm boyunda, yeşil gözlü, beyaz avrupai tenli, pazuları sıkmasına gerek kalmadan gülle gibi, omuz başlarını görünce bile kendinizi güvende hissettiğiniz, dudakları kiraz kırmızı, kulakları hafif kepçe, jawline hatları ben burdayım diye bağıran, sarımtrak kirli sakallarıyla daha da erkeksileşen, yakışıklı ve çekici bir erkeğin koltuk altı kıllarına kafa dayamak suretiyle dudak değdirme, yalama, öpme ve emme işlemidir. Her insanın hayatı sonlanmadan mutlaka en az bir kere tecrübe etmesi gereken müthiş bir gerçekliktir.

    bugün spor salonunda sağlam bir chest day yaptım. sporcu olmadığım için hafif cılız bir havam olmasına rağmen, pump etkisiyle göğüslerim kabarmıştı. soyunma odasında tişörtümü çıkarmış ellerimde göğüs sertliğimi ve meme ucumu incelerken, terlerimin yoğunlaşmasıyla göğsümden akan terler, karın kaslarım üzerindeki siyah, kalın tüylerle buluşuyor ve bünyemde gıdıklanma hissiyatı yaratıyordu. duşa girmeden önce üzeri ördek desenli vücut havlumu ve turkuaz renkli aloe veralı duş jelimi almış kabine doğru ilerlerken hayatımı etkileyecek bir anın gerçekleşeceğini bilemezdim.

    duş kabinin kapısında beklerken kapı gıcırtı ile aralandı. içeride kim olduğunu bile tam olarak anlayamadan yüzüme sıcak, tatlı şampuan kokulu bir buhar dalgası vurdu. buharın yoğunluğu azalınca karşımdaki kişinin, kız arkadaşımın personal trainer'i mert olduğunu fark ettim. kendisi balkan kökenli olduğu için uzun, basketbolcular gibi kalın kemikli ve düşük yağ oranına sahipti. aniden göz göze geldiğimizde bacaklarımın bağı çözülmüş gibi hissettim. gözlerine mi baksam, yoksa karın kaslarını mı incelesem, yoksa arkamı dönüp yol mu versem bilemedim. maskülen bakışlarıyla bana "selam kankam" diyen mert hoca, "gel buyur, benim işim bitti kardeşim geç kullan" dedi. aniden koltuktan kalkınca başınızın dönüp, gözünüzün morarması gibi bir sersemlik yaşadım. oysa boxerını giydikten sonra baş havlusuyla kafasını ve kol altını kurulamaya başlamıştı.

    "ne o? yıkanmaktan vazgeçtin galiba (: " diyerek gamzeli bir gülüş attı. vücudunu kurularken kol kaslarının gülle gibi şişmesi beni mıknatıs misali kendisine çekti. fiziğinin gerçekten çok ince ama kasına dolgun olduğunu söyledim. "eyvallah brocum sağolasın" dedi ve aynada kendi kaslarını inceledi. derken ağzımdan o büyülü sözcükler dökülüverdi. "kusura bakmazsan koltuk altı kıllarını yalayabilir miyim?" nasıl yani? demeye gerek kalmadan yaklaşıp kol kasındaki damarlara dokundum. "izin veriyor musun hocam?" diye sordum. başını belirli belirsiz aşağı oynatmasıyla izin verdiğini kesinleştirince başımı o muhteşem koltuk altına yaslayarak, öpmeye ve yalamaya başladım. çikolata çeşmesinden sütlü çikolata içer gibi doya doya, kana kana. ardından gözlerim karın kaslarına ilişmiş olmasına rağmen kendimi koltuk altından alasım gelmedi. pişmaniye tadını, pişmaniye yemeden alıyor gibiydim.

    aniden hocanın ellerini gözlerimin önünde sallanırken görerek irkildim. "shoulder press makinasının üstünde oturuyorsun ama çalışmıyorsun, başın mı döndü yoksa?" diye sordu. ne olduğunu anlamadan "yok kanka, iyiyim son bi setim kaldı" demekle yetindim. "iyi o zaman keyfine bak" dedikten sonra karşımdaki direkte barfiks çekmeye başlarken, az önce tatlı bir hayalden çıktığımı fark ederek çevremi inceledim.

    mert hoca, barfiks çekerken, gözümü koltuk altı kıllarından alamıyor ve ısrarla almak istemiyordum. kendime geldiğimde saatin geç olduğunu fark edip hemen çantamı alarak, otobüs durağına doğru ilerledim...

    to be continued.
    1 ...
  2. 2.
© 2025 uludağ sözlük