Kendilerini pro evolution soccer 2005 oyununun introsunda çalan club foot ile tanımıştım. 48:13 albümündeki treat isimli şarkı ile de beni tekrar kendilerine hayran bıraktı bu kitarcı gençler. Şarkının girişi, gelişmesi zaten güzel ama devamında gelen enstrümantal ve acayip kıyak, havaya sokan muhteşem kısmı ile de saatlerce dinletiyor kendisini. Bir yerde şarkı bitti sanıyorsunuz, özellikle de kulaklıkla dinlerken, sonra bakıyorsunuz şarkının ilk kısmındaki melodiye sahip bir müzik geliyor kulağınıza. işte orada kendimden geçiyorum ey ahali. Şarkıyı döne döne 15-20 kez dinlediğimi biliyorum. Öylesine harika, öylesine mükemmel.
Ha ayrıca belirtmeden geçemem, bu bahsettiğim "treat" adlı şarkıyı ×1,3 veya ×1,25 hızda dinliyorum. Normal hızındayken de bir şaheser elbette lakin hızını bir miktar arttırınca doyumsuz bir zevk veriyor.
Bana böyle tuhaf ve bir şarkının yaşatmasını beklemediğim duyguları yaşatmasından ötürü kendilerine minnettarım, şükranlarımı sunarım. Sağ olsunlar, var olsunlar.
club foot, days are forgetten, underdog, lsf, fire, empire ve adını sayamayacağım onlarca muhteşem eserlerinin sahibi olan britanyalı grup. indie rock türünün liderlerindendir.
geç tanıştığım için üzüntü duyduğum gruptur. en iyi alternatif rock gruplarının britanyadan çıktığını ispatlar niteliktedirler. la fee verte, days are forgotten, man of simple pleaures gibi iyi parçalara sahiptirler.