kasaba

entry65 galeri2 video2
    26.
  1. eğlenceli bir piyasa şarkısı daha.
    2 ...
  2. 27.
  3. (#1284130)
    yapıtta yer alan katil bir seri katil değildir, güç, kontrol ya da şehvet güdüleriyle cinayet işlememiştir, amacı intikam almaktır.
    0 ...
  4. 28.
  5. 29.
  6. belediyelik olmuş köy. nahiye.

    iç anadoluda şimdi karaman'a bağlı bir yerleşim birimidir. kasabanın gerçek adı kazım karabekir kasabası olmasına rağmen herkes sadece kasaba kelimesini kullanır, hatta kasaba demezler gasaba derler. diğer belediyelik köylere nahiye kelimesi kullanılırken kazım karabekir'e neden kasaba ismi verilmiş bilmiyorum. şu an büyüyüp ilçe olduğu halde hala gasaba olarak adlandırılır. her türlü görüşün bir arada yaşadığı nadir yerlerden biridir. eğitim düzeyi oldukça yüksektir. çoğunluğu üniversite mezunu yüksek mevkilerde görev yapan insanlardır. bir aralar karaman ilinden daha açık görüşlü insanlardı. karaman'da insanlar daha mutaassıptır. yıllar önce 1500 kişilik kazım karabekir'de yedi bilardo salonu varken 50.000 kişilik karaman'da bir tane vardı. giyim kuşam olarak'ta çevresindeki köylere ve karaman'a pek benzemez. daha avrupalıdır. gençleri kapalı olanlar dahil etek giyer. yöresel şalvar giysisini sadece yaşlı kadınlar giyer. kimsenin saçının açık olup olmadığı köy gibi bir yer olmasına rağmen hiç sorun olmamıştır. harman yerinde kızlar erkekler birlikte halay çeker eğlenir.

    nedendir bilmiyorum. gasabalılar nerelisin sorusuna eskiden bağlı olduğu konya yerine gasabalıyım derdi. şimdi karaman'a bağlı ama hala gasabalıyım diyoruz. karaman ve konyalı her insan gasabalıyım deyince neresi olduğunu biliyor. kazım karabekir paşanın babası mehmet emin paşa'nın memleketidir. bu yüzden gafariyat olan ismi kazım karabekir olarak değiştirilmiştir.

    evler kendine özgü bir taştan yapılır. öyle kolay şekil verilebilen taş evlere ayrı bir güzellik katar.

    http://kazim-karabekir.com/ veya http://www.vaanna.com/
    bu vaanna kelimesini de bir tek gasabalılar kullanır. anlamını söylemek güç. yaklaşık olarak "vay anasına" gibi kullanılır.
    *
    0 ...
  7. 30.
  8. yakında atv de başlayacak dizi.

    Yine bir Tomris Giritlioğlu projesi ve bu sefer kendisi, Nilgün Öneş ve Mümtazer Türköne ile birlikte senaryoyu da yazıyor. Başrollerde Hatırla Sevgili'de Deniz Gezmiş'i canlandıran Barış Koçak ile Talat Bulut ve Lale Yavaş var. italya'da yaşayan Yağmur, annesi, babası ve ablası ölünce Türkiye'ye döner. Küçük yeğeni Eylül ortada kalmıştır. Yağmur, babadan kalan tek arsanın tapusunu ve yeğenini de yanına alıp arsayı satmak üzere kasabaya gider. Bu sırada kasabadan geçmekte olan mevsimlik işçiler vardır. Yağmur, muhafazakâr ama entelektüel dul bir adam ile bir işçinin aşkı arasında kalır.
    1 ...
  9. 31.
  10. nuri bilge ceylanın kasaba insanlarına değindiği ilk filmi. yakın çevresindekileri kullanarak oluşturduğu cast ile bu filmi çekmiştir.
    filmin dikkat çeken yanı, iyi seçilmiş müziği, tablo gibi görüntüleri ve anton çehovun eserlerinden alıntılar ile zenginleştirilmiş bir film olmasıdır.
    film izleyicinin gözüne sokmasada iki kardeşin hikayesidir aslında. biri kabuğunu kırıp, büyüdüğü kasabdan kendini dışarı atmış ve hayatın akışana bırakmış bir kardeş, diğeri ise amerikalarda okumuş ama kasabasını aşamamış kardeşin hikayesidir.
    1 ...
  11. 32.
  12. müziği de, aranjmanı da gayet güzel olan murat dalkılıç parçası. Nakarat da pek $ukela.
    3 ...
  13. 33.
  14. dört farklı hayattan aynı dünyaya bakmayı sağlayan bir nuri bilge ceylan filmi. ağır işleyen bir temposu var filmin. anlamsız gelen diyaloglar var. karakterler arası geçişleri yakalamaya çalışırken hikayenin vermek istediği toplumcu gerçekçi mesajı kaçırabiliyorsunuz. çok dikkat ederek bir filmi izlemek de insanların bütününe hitap etmez. en azından bana etmiyor. şunu da belirtmekte fayda var, nuri bilge; fotoğraf konusunda oldukça başarılı bir yönetmen ve hikaye üzerine çok iyi oturtuyor kareleri. sanırım en büyük marifetlerinden biri bu. onu farklı kılan özelliklerden biri bu. iddaa edildiği kadar sıkıcı bir film değil, fakat dikkatli izlemek, izlerken algıyı dağıtmamak gerekiyor.
    0 ...
  15. 34.
  16. geçen sezon asi dizisinin çekildiği yerlerde çekilen* * * hatta dizideki neriman * ve asya *'yı da farklı açılarda bünyesinde bulunduran bir tomris giritlioğlu yapımı. yapımcı ve çekilen yerler aynı da olsa o diziyle * aynı tadı vermeyeceği kesindir.sıkıcı olmakla beraber sürüklemiyor ve izleyesi gelmiyor insanın.
    0 ...
  17. 35.
  18. 36.
  19. hükümetin kürt açılımına destek vermek için; ege de 5,5 aylık bebeğe tecavüz eden, samsun da 80 yaşındaki kadını tecavüz ederek rahim kanamasından öldüren, yaptıkları gasp ve hırsızlıklar yüzünden sakarya da karışıklık ve isyana sebep olan, büyükada da ünlü oyuncuya tecavüz eden, balıkesir de 17 yaşındaki lise öğrencisine gruplu tecavüz ederek vidyoya kaydedip şantaj yapan, ısparta da 6 yaşındaki kız çocuğunu tecavüz edip öldüren, sarıyerde ingiliz öğretmenin evine girip yaralayarak gasp ve tecavüz eden, muğlada arkadaşıyla beraber 6 yaşındaki öz kızına tecavüz eden "mevsimlik işçilerin" sütten çıkmış ak kaşık, muhteşem insanlar vs. olarak gösterilerek önümüze sunulan dizi.

    "bu yaz", 2009 yazında; mevsimlik işçiler 12 tanesi 18 yaşının altında, 9 tanesi 10 yaşın altında, 1 tanesi erkek çocuğu olmak üzere 26 kişiye tecavüz etmiş; kendilerine 22 defa linç girişiminde bulunulmuştur.

    bu korkunç bir rakamdır. bu; sadece bilinen rakamdır. bu; türk insanının bazı tabloları en yakından gördüğü durumlardan bir tanesidir.

    şimdi kasabalarda/köylerde yaşanan 22 linç girişiminin ne kadar kötü ve haksız olduğu; esasında mevsimlik işçilerin ne kadar muhteşem, mert, delikanlı, namuslu ahlaklı olduğu konusunda kıçını kaloriferli evlerinden dışarı çıkartmayan, en büyük kültür birikimi seda sayan olan tiplere anlatacak bir dizimiz var.

    tomris giritlioğlu kişisinin esasında ne olduğunu hepimiz biliyoruz zaten, bir kez daha gözler önüne serilmeli. bu kadının yapımcılığını üstlendiği istisnasız bütün yapımlar; kürtler üzerinedir. bu kadın yeni nesil ibrahim tatlısestir. "pis, kaypak, lanet batılı türk; delikanlı, yiğit, mert kürt" temalı aklama dizileri çekmektedir.

    yemezler tomris. yemezler. bu memlekette artık herkes kimin ne mal olduğunu biliyor; sen dahil.
    5 ...
  20. 37.
  21. başroldeki kadının, tozun toprağın, dağın bayrın içinde her bölüm 10cm topukla geziyor oluşu insana daral getiren dizi. o sıcakta o ayaklar ne oldu kuzum hiç çıkardığını görmedim de? bravo valla, ayak değil, mermer herhalde seninkiler.
    3 ...
  22. 38.
  23. birbirinden pek farkı olmayan alevi ve sünnilerin yaklaştıklarında birbirlerinin insan olduğunu anladıklarını göstermeye çalışan dizi. demek ki önyargılar bizi ayırıyormuş. sonuçta bir bütünün parçasıyız.
    1 ...
  24. 39.
  25. başroldeki kızın dişlerinin arasından konuştuğu ve her kelimeden sonra dudaklarını sıkıca kapadığı dizi.
    2 ...
  26. 40.
  27. 2009 yılında atv'de yayınlanmaya başlayan başrollerini Talat Bulut, Lale Yavaş, Murat Ünalmış, Nur Sürer ve Bülent Kayabaş'ın paylaştığı başarılı dizi. mevsim işçileri olarak gösterilen alevi geniş bir aile, tutuculuğu yüzünden suçsuz bir kadının ölümüne sebep olmuş bir kasaba halkı, öldürülen kadının istanbuldan kasabaya dönen eğitimli kızının buluştuğu kasaba'da önyargılar, tabular, dar görüşler lanetleniyor. Dizinin yayınlanan son bölümündeki diyalog ise sivas katliamına gönderme yapmıştır.

    Yağmur, annesinin öldüğü yangını çıkaran adamı affetmişken hala kötülük peşinde olduğunu öğrenir ve elinde bir bidon benzinle adamın evini yakmaya gider. Haydar da peşinden gitmiştir.
    kadın : ateş
    haydar : (ateşi verir, kolundan tutup) biz onlardan değiliz, bize yakışmaz, biz insan yakamayız Yağmur hanım. Yoksa yakanlardan ne farkımız kalır?

    (bkz: yananlardan mısın, yakanlardan mısın?)
    0 ...
  28. 41.
  29. bazıları içinse sadece tek bir şey çağrıştıran kelimedir, turgutludur o kelime.

    (bkz: sözlükteki turgutlulular)
    0 ...
  30. 42.
  31. 43.
  32. uzak'taki taşra/ kent yaşamına derinlikli bakış açısının izlerini görebileceğimiz pastoral film. nuri bilge ceylan filmi. koza'dan sonra çekilen film de kasaba yaşantısının daraltıcılığı irdelenmiş. filmin ortalarında saffet'in kasabadan niye kaçıp gitmeyi istediği tam manasıyla veriliyor. 97 yapımı siyah beyaz film, 82 dakikalık uzunluğuyla önceki kısa filmden çıkılmadığının da göstergesi. zaten üç bölümden oluşuyor film. biraz uzun tutulan sahneler var, lakin doğal doğa gözlemleri filmi çokta sıkılmadan izlemeyi sağlıyor.
    film de yoğun kar yağışının çevrelediği kasabada ilkokul öğrencilerinin ders anından bir kesit başlangıcı sunuyor. burda akılda kalan üç sahne var. çocukların sınıfta tüyü üfleyip yukarıya doğru çıkartıp indirmeleri ve o tüyün sonra öğretmenlerinin önüne düşmesi, derse sonradan gelen çocuğun kardan donmuş halde oluşu ve üstünü başını çıkartıp sobanın başında kurumaya terk etmesi/ ceketten gelen damlacıkların sobaya düşüşü ufaklığın çorabını çıkartırken ayakların büzüşmüş hali ve de beslenme çantasındaki bozuk yiyecekten gelen kokunun öğretmeni rahatsız edişi. hocanın tüm öğrencilerin beslenme çantasındaki yiyecekleri koklayışı ve peşisıra ufak kızın mahcubiyeti...
    çocukluk dönemi sanrılarından birisi de hayvanlara yapılan eziyettir. film de ablasıyla gezip duran ufaklığın kaplumbağayı keşif çalışmaları ona sinirlenip onu ters döndürmesi ilgi çekici kuşkusuz. bir de taş fırlatıyor dedeye. şu kaplumbağanın ters döndürülüşü ufaklığın rüyasına annesinin düşüşü olarak giriyor.
    filmin taşra/ kent yaşamıyla ilgili derin bir perspektif sunduğu güzel diyalogların geçtiği en başarılı sahnesi saffet'in amerika'da eğitim görmüş yemek yerken burnunu karıştıran ali'yle atışmaları. gene dedenin öngörüleri, gecenin sessizliğinde doğa içi aile sohbetinin yer yer hesaplaşmaya dönüşmesi, çocukların bu esnada uyuması...
    film, nuri bilge'nin ilk filmlerinden. daha az diyalog, fazlaca sakinlik/sükunet, bol doğa tasviri,çiçekler, böcekler...budur bu film! yapmacıklıktan uzak tarafı dikkati çekiyor!olduğu gibi bir film! minimal/ kendi halinde bir başyapıt!yıllar sonra daha da büyüyerek uzak'ı çıkaracak,şu malum aile sohbeti öyle diyor mevzu babında.
    10 üzerinden 8!
    3 ...
  33. 43.
  34. bu da iki medeni insan gibi "erkek dostluğunu" işaret eden bir şarkı.
    kadın zulmünden kaçan iki erkeğin izbe bir yerde park edilmiş olan bir arabanın üzerine çıkıp şarkı söylemeleri gibi bir konusu var klibin bir de.

    "kadına mı gidiyorsun kırbacını eksik etme" diyen nietzsche'yi tersinlemişler ve zalim bir kadın tipi çizmişler, elinde şakkıdı şukkudu kırbacı.

    http://www.youtube.com/watch?v=mxjTSG5YdGo&NR=1
    2 ...
  35. 44.
  36. nuri bilge ceylan'ın 1997 yapımı siyah beyaz filmi. filmde köydeki bir ailenin yaşamı ele alınır ama bu aile alelade sıradan bir aile değildir 2 torun biri kız ve erkek 1 dede 1 babaanne 1 gelin 1 oğul bir de saffet. saffet'te ailenin içinde aslında ama hepsinden farklı olarak köyünü memleketini sevmiyor evin oğlu ali dersleri iyi olduğundan türkiye'de üniversiteyi bitirip amerika'ya gitmiş derin tarih bilgisinden ötürü tarih ile alakalı bir şey okumuş olduğunu düşünüyorum. ali ile saffet arasında bir uçurum vardır ali çalışmanın ardında bir şeyler bırakmanın önemli olduğu kanısında iken saffet daha nihilist mizaca sahiptir arkasında bıraktığı şeylerin öldükten sonra onun işine yaramayacağını düşünmektedir. askerlikten geldiği halde çalışmayan saffet'e aileden çalışması için bir baskı vardır ama bu baskı bizim bildiğimiz otoriter bir baskı değildir yalnızca sözlü eski zamanlarda geçtiği için konu ben dede'nin saffet'e karşı daha dominant yaptırımlar yapmasını bekliyordum. en küçük torun'un ters çevirdiği kaplumbağa belki de küçük çocuğun ilk günahıydı.

    not: ben aklıma ne geliyorsa rastgele yazdım siz en iyisi okuyup kendi yorumunuzu yapın bu arada bu film'de de tarkovski etkisi görülür.
    1 ...
  37. 45.
  38. Nuri bilge ceylan'ın ilk uzun metrajı. o zamanlar bir wonderkid olan nbc muhteşem bir yıldız olacağını bu film ile belli etmişti. yönetmenin fotoğraf çalışmalarını görenler bilir ki nbc önce bir fotoğrafçıdır. imgelere tarkovskyvari anlamlar yükleme becerisi fotoğrafçılığından gelmektedir zannımca. bu filmin en önemli bel bağladığı yerler elbette bu imgelerdir. zaten nbc sineması güvenini buradan alır. güçlü bir gözden çıktığı hissedilen fotoğrafların üzerinden anlatılan naif, minimal öyküler.

    bu filmde kasabalı olmak, kasabadan kaçmak/kaçamamak, kasabada yaşayacak olmak gibi durumlara sahip karakterleri tarafsızca ortaya koymayı hedeflemiş yönetmen. tabi bunu oldukça düşük bir bütçe ile gerçekleştirmek zorunda olduğu da belli zaten filmin başarısı da tam buradan kaynaklanıyor. elindeki malzemeyi en verimli şekilde kullanıyor ve amatör oyuncular eş dost ebeveyn ile bir kült film adayı yaratabiliyor. durağan diyalogların eşliğinde öznel bir gözle kasaba kent sorunsalını derinlemesine ortaya koyuyor yönetmen. bu bile tek başına filmi başarılı kılıyor.

    sorunları yok mu elbette var. filmin dublajında çok ciddi sorunlar var. ancak iyimser bakarsak bu durum filmi daha da samimi kılıyor. oyuncuları kendilerine çok yakın rollerde oynatmak amatör sinemacılara bir öğüt özelliği taşıyor. kimse yapamayacağı bir role girmiyor bu da işleri kolaylaştırıyor.

    kasaba izleyicinin gayretini isteyen ama bu gayreti kesinlikle ödüllendiren bir ilk film. hayrola genç in notu: 8.5
    2 ...
  39. 46.
  40. 97 yapımılı bu film bir kasabaya sıkışmış kalmış saffet karakteri üzerinden işlenir. meşe ağaçlarının altında yapılan dede, oğul, torun, nine muhabbeti çok mühimdir. burada mesela dede emin ceylan şu meşe ağacı ölmüş ama kuru olmasına rağmen diğerleriyle nasıl da birlikte rüzgarda sallanıyor bizler de öldüğümüzde işte bu şekilde hayata katılacağız derken tahsil görmüş oğul işte telepati denilen şey diye başlayacaktır konuşmaya. tüm bunların haricinde kar, elem, keder, rüya gibi nuri bilge ceylan sinemasının temalarını bulabilirsiniz. aynı zamanda kim ki duk'un dört mevsim filmindeki gibi kaplumbağaya yapılan eziyet ve etrafı açık araziden kapıdan geçmek gibi benzerlikler taşır. saffeti'in ağzından dökülen şu sözler çok mühimdir: belki işe yaramaz biriyim, cansıkıcıyım, hayatım gençliğim eriyip gidiyor, erkekliğim dökülüyor bu kasaba beni boğuyor. vs.
    1 ...
  41. 47.
  42. nuri bilge ceylan'ın klasikleri arasında yer alan leziz film.

    1 ...
  43. 48.
  44. 49.
  45. öncelikle bu filmi izlemek isteyenler için bir kaç şey söylemek istiyorum. eğer uzun ve diyaloğu az olan filmlerden sıkılıyorsanız farklı zaman ve ortamlarda izleyin çünkü uykunuz gelir ve film size olması gerekenden fazla sıkıcı gelir. ben ise havaalanında seyrettim ve baya keyif verici bir film oldu benim için.

    film ise Anadolu'nun küçük bir kasabasında geçen bir döngüyü belirliyor. bir sahne vardır ki çok duygulanırsınız o anda. olay sınıfta geçer. sonrasında bir tüy geliverir sınıfa ve herkes üfürerek tekrar tekrar uçuruvermeyi dener. beni en etkileyen sahnelerden biridir. daha sonra ise bir röportajını okuduğumda, kahretsin ki çehovun hiç romanını okumadım, oradaki sahnenin çehovun bir kitabında geçtiği ve oradan esinlenerek o sahneyi oluşturduğunu açıklayınca hemencecik gidip çehovun eerlerini alıp okumaya başladım.

    bir diğer sahne ise akşam vakitleri ailedeki bireylerin bir ateşin etrafında bir araya gelrek bir şeyler paylaşması,tartışmasıydı. bu ahnede yanılmıyorsam çehovdan esinlenerek oluşturulmuş bir görüntü. yine kendime kızdım bundan dolayı çehovu okumadığım için.

    fakat dediğim gibi sıkıcı gelebilir bu film size, zamanı ve ortamı ayarlayın en önemlisi ise kendinizi iyi hissetikten sonra izlemeye başlayın. ne mutlu ki nuri bilge ceylana böyle bir filmi bize sunmuş.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük