saygısız bir insanın ağzından çıkan söz. tamam karşında atatürk yok ama bir büyüğün var en azından. böyle ukala, çok bilmiş tavırlar. kalkmasaydı ya ayağa niye kalktı. nerde ne yapılması gerektiğini bilmeyen, nasıl tepki göstermesi gerektiğini kestiremeyen boş insanın sözleri kısaca.
(bkz: tükürdüğünü yalamak)
Gandi Kemal i rencide etmeye çalışmak amacıyla söyleyip ve ardından kendini rezil eden bir Türk genci.Keşke daha akıllı davranıp başka konulara değinseydi. Abbas Bey in de mantıkla olaya müdahele edip polemiği engellemeye çalıştı ama nafile.
bildiğin provakatör bir kızın saygısızca söylemi. abbas güçlü daha ayağa kalkın demeden ayağa kalmak istemiyorum diye başlayan bir metni okudu. yazık. bu ülkeyi yıkmaya çalışan işte sizlersiniz bilerek ya da bilmeyerek. kutuplaşmanın en güzel örneklerini veriyorsunuz. tarih sizi hiç affetmeyecek.
saçma sapan bir şeydir. Sonuçta Türk adetlerinde büyük kimse ortama girdiğinde ayağa kalkmak gerekir. türbanı senelerce takmaktan sonra kafada oluşan rutubetten kaynaklanan sözdür.
kimse kimseye saygı göstermek zorunda değil. Bu kişi Atatürkte olsa kimse kimseye saygı gösterip önünde konuşurken kalkmak zorunda değildir. Başörtülü kız kemal kılıçdaroğlu nun önünde kalkmak zorunda değildir, başı açık kız da necmettin erbakanın önünde kalkmak zorunda değildir.
(bkz: iş yapayım derken çiş yapmak.)
nerde, nasıl * konuşacağını, kimlere saygı göstereceğini bilmesede en azından atatürk ün karşısında ayağa kalkacağını biliyormuş yahu aferin kızımıza!
neresinden bakarsan bak salakça bir tepkiydi. üstelik ortada hiçbir etki yokken verilen bir tepki! hatun tam bir provokatördü. bir de bu insanların atatürkle alıp veremediği ne onu da anlamıyorum.
iktidarın 8 senede yapamadığını muhalefetten hesap sormaya kalkan cahilin söylediği sözdür. iktidar partisinin lideri oraya gelse 8 yıldır bi sorunu çözemediniz diyebilecek miydi? diyemeyecekti tabiki.
bakın ortada bir sorun var ve milleti kutuplaştırmaktan hoşlanan bir hükümet var başımızda. adamlar hiç bir konuda uzlaşmaya yanaşmıyor. biz dedik siz yapına getiriyorlar. muhalefet ne adım atsa sululuk diyorlar. kendi yaptıkları hep doğru. yok öyle bir şey. ben şuan iktidara oy veren bir insan olsam niye hiç muhalefetle uyumlu olamıyoruz tüm suç muhalefetin mi diye düşünürdüm ama malesef bunu yapamıyorum. dayatmalarla dolu bir hükümet var karşımızda. hatta kısaca şov yapan bir hükümet var karşımızda. başladığı her işi yarım bırakan ve yarım bıraktığı tüm işlerin suçunu muhalefete atan.
evet karşında bir atatürk yok zaten onun için ayağa kalk diyende olmadı. insanlar sesini duyurmak isterse ayağa kalkar. mıy mıy oturduğun yerden olmuyor bu işler.
cumhurbaşkanına saygı duymayıp ayağa kalkmayanlar meclise girmiş, bir milletvekiline saygı duymayıp ayağa kalkmayanlar üniversiteye girmiş çok mu?
entry'yi forum/chat tarzından kurtaracak tanım editi: haklı olduğu bilinen, ancak yiğitliğe(!) b*k sürdürmemek uğruna, yerden yere vurulan kızın sarfettiği cümledir.
bu laftan sonra elle tutulur bir kaç bir şey söyleseydi gam yemezdim. ulan o lafı dedin, heyecandan elin ayağın birbirine girdi. saçmaladın durdun be gerizekalı...
kılıçdaroğlu'na salak bir şovmen kız tarafından söylenmiş cümle. ama diğer bir salaklık kılıçdaroğlu'nda.
ne bok işin var hıyarların karşısına çıkıyorsun.
bak da örnek al son osmanlı padişahı peygamber tayyip hazretlerine.
bir kez birinin karşısına çıkıp soru cevaplamış mı?
bu kız bu kafayla üniversiteyi nasıl kazanmış dedirten, sonra kopyacıları hatırlayıp normale dönülen, başkalarının düşüncelerini de o salonda kopya ederek konuşan kızın söylemi.
militan dinciliğin tezahürlerinden biri.
halbuki saygı başka bir şeydir. saygının ne olduğunu kuran-ı kerim anlatmaz insana. veya fıkıh kitaplarında bulamassın. saygı ailede öğrenilir o da örfe ve kökene dayanır. ideolojilerin bindirilmiş kıtası olmuş, güdülmüş kitlelerin bunu anlayabilmesi güçten öte imkansızdır. bu güruh bir mankurt edasıyla sahipleri hariç kimseye saygı duymaz. zaten sahiplerine duydukları da saygı değildir. güce duyulan korku ve besleme psikolojisi.
batılıların medeniyet ve asalet dedikleri mefhumların özü, saygı temellidir. güçten bağımsız olarak, insana insan olduğu için gösterilmesi gereken saygı ve nezaket... saygı duymayanların saygı beklentisi ilkel toplumlara özgü zorbalık ve gülünçlük tabi her neyse.
hiyerarşiden bağımsız olarak ele alınırsa; bahsi geçen mekana, gençlere değer veren, onların sorularını cevaplamak için gelen bir kişi* saygıyı hak eder. bu bir şekilde ifade edilir. bu ne o kişi karşısında küçük düşmektir. ne de başka bir alçaklık. karıştırmamak gerekir; alçaklık menfaat gereği eğilmektir.