yapılan iyilik zaten karşılık beklemeden ve gerçekten içten gelerek yapılan bir eylemi içermelidir.
aksi takdirde 'çıkar ilişkisi' olmaz mı zaten? 'ben şu iyiliği yapayım ama karşılığında o da benim için şunu yapsın' düşüncesiyle yapılan şey 'çıkarı doğrultusunda eyleme geçmek'ten başka bir şey değil bence.
dipnot: ve evet, kendi çıkarını gözetmeden, gerçekten bir başkasının iyiliğini istemek ve bu düşünceyle yapılan iyilik, insanı inanılmaz derecede mutlu ediyor.
Verdiği mutluluk çoğu zaman kısa sürelidir. Çünkü bir süre sonra insanlar senin ona yaptığını iyilik olarak değil de senin zorunluluğunmuş gibi görmeye başlıyorlar. insanlar nankördür(büyük bir çoğunluğu). Yüz kez iyilik yaparsın, bir kez yapmazsın dünyanın en kötü insanı olursun. iyilik çabuk unutulur.
daha artırarak söylüyorum, iyiliğe karşılık getirilmesinden bile daha güzel mutluluktur. çünkü iyiliğin karşılığı gelince bir görev gibi gelir insana. ama karşılıksız daha içten gibi sanki.
Ben karşılığını alma amacıyla yapıyorum. Menfaatim olan insanlara önce küçük hediyeler vererek "karşılığını verme mecburiyeti" durumuna sokuyorum onu. Sonra istediğimi alıyorum.