tanım biiir: loş bir ışık ve uzaklığın abaza bünyede doğurduğu halusinatif etkinin tetiklediği eylem -dr.ender saraç, dobra dobra, 2007. kaynak: diyanet.gov.tr.
tanım ikiii: dün gece başıma gelen hadise. -hayko, taverna sirtaki'79, 1999. kanyak: tekel.gov.tr
tut elimden, dün geceye gidelim beraberce, beraberce yaşayalım o anları:
23.45: anasını s.kiyim ya, temiz hava alalım diye çıkıyoruz balkona, hale bak. kaçak kömür s.kmiş ankara'nın okşizenini bilader, o ne lan? kimmiş lan o kız? bakıyor da be. du cigaramı kahvemi alıp geliyim.
23.50: aaa karı hala orda. aaa içime düşecek be karı. nereye koysam elimi? bacak bacak üstüne mi atsam? güzelmiş de kız(hassktir). g.tüne koyim saçları
23.51: düzeltmeden çıktık papaz gibi tüh(cümleyi tamamlarken dakika doldu ehhe). yalnız amma iş attı be. iyi iyi, yarına etek tıraşı olmak gerek. (bu esnada karşı evin ışıkları açılır). hıı?? ebeb. ebebeb. ebelebeb. ebu leheb. saksı... sakso... ühü...
ulan neriman teyze, pencerenin önüne saksıyı koyan o ellerin çürüsün e mi?
sonra şeytan geldi yanaştı, eğildi kulağıma:
- git ve öldür neriman'ı.
***
- anneee. ulan şeytan diyo ki git öldür şu neriman karısını.
- manyadın mı deli oğlan?
- manyadım. hani şu bahsettiğin eczacılık okuyan kız vardı ya, yarın çiçek çikolata yaptırıyım da gidek isteyek. yeter lan, evliliğe karşıyım, bohem hayatı yaşayacam, çılgınım derken düştüğüm hallere bak. 15 dakkadır neriman karısının sardunyasıyla kesişiyorum be.
- tüü. seni doğuracağıma taş doğursaymışım. taşı bile yosun mosun bişey sarıyo, seviyeli bi birlikteliği var. hahahaayy. allah'ın bekarı. yok sana eczacı meczacı evlendi gitti o kız.
- ulan ihtiyarr...
sonra marilyn manson niye aldırdı kaburgaları. varımış bildiği zaar.
efendim u a dev adam zamanında ( avrupa 2. si olduğumuz) bizim banka (garanti) dev adamların maskelerini dağıtmıştı.
ben de onları koleksiyoncu insan düzturyla toplayıp toplayıp eve getiriyordum. neyse bir gün arkadaşın doğum günü olduğundan kameramı götürmüştüm şubeye bizim arkadaşlardan (kız) hido nun ben de mehmet okurun maskesini takaraktan şebeklikler yaptık filan.
tek bir maskeyle eve gelince de, dünya kupası sırasında aldığım kağının yanında duran türk bayrağımın üzerine taktım. ( diğerlerini saklamıştım. nereye saklamışsam kaç yıldır bulamadım)
yattım kalktım, yattım kalktım pazartesi gene işe gittim. akşam da eve geldim. kapıyı açtım, içeri girdim, tam kapıyı kapatırken sol gözümün (4,25 miyop 1,25 hipermetrop 10 derece astigmat) ucuyla bir şey farkettim...
anam bir cüce evin içerisinde bana bakıyor. olduğum yerde zıplayıp çığlığı bastım. e tabi sonrasında da küfürü. dünya üzerinde kendi kendini korkutabilen tek insan olarak sanırım tarihe de geçtim.
yalnız nasıl korktuysam 10 dakika kendime gelemedim yahu...
- eee sebebi ziyaretimiz malum, kızınızı aha bu koç gibin oğlumuza istiyoruz.
+ kızınız derken?
- harbiden be. kızın ismini bile bilmiyoruz. oğlum, neydi kızın ismi?
% ben sarı papatyam diyorum. ehe ehe..
- seni romantik! babasına çekmiş. ben de böyle romant..
+ yahu yok bizim kızımız filan! bi yanlışlık var bu işte.
% nası yok amcacım, pardon babacım. vermek istemiyorsanız açık söyleyin. böyle acayip bi bahane olmaz yani.
+ yavrum yok diyorum sana yok! hatta benim çocuğum olmuyor, kısırım ben! bunu da söylettiniz ya!
% e her akşam cama çıkıyor, kesişiyoruz biz onunla. işte bu cama çıkıy.. ananıskiii!
+ beyefendi siz bunu harbiden de acilen evlendirin. ya da bi kerhaneye götürün. durumu iyi değil bunun.
gece karanlığında, bir saksıyı insan sanmak herkesin başına gelebilir ve kesişilebilir. kocaman dalları sarkmış bir saksı çiçeğini komşu zannedip "vah zavallı kadıncağız hasta galiba, çok çökmüş. iki büklüm olmuş" diyerek üzülündüğü vakidir. *
