katıldığım bir tespittir. karşı cinsten ne sevgili, ne arkadaş ne de kanka olur. karşı cinsten ancak bir akraba ya da bir eş(karı-koca) olur. yoksa karşı iki cins bir arada bulunursa bunlara üçüncü olarak şeytan eşlik edecektir.
(bkz: kuran ahlakı)
(bkz: evlen o zaman)
kadınları bilmem belki kadınlar bazı erkekleri kanka olarak kabul edip onunla arkadaşlığa devam edebilir ama genç bir erkek yanında kız arkadaşına kanka da dese illaki onunla ilgili bir fantazi kurmuştur veya fiziki bir yakınlaşma sonucu aklı başka yerlere kaymıştır. iğrenç ama gerçek bu eğer bir erkek o kadar süre bir kızla görüşecek ve herhangi bir düşünce dahi olmayacaksa zaten onunla ilgili başka şüpeheler ortaya çıkar.
karşı cinsi sex objesi olarak gören tiplerdir. bu nedenle karşı cinsle olan iletişimleri sadece sexdir. arkadaş, kanka, kardeş olamazlar. kardeşlerine dahi o gözle bakabilen tiplerdir.
bu tipler karşı cinsin sattığı herhangi bir şeyi de almazlar.
karşı cins olan bir bakkaldan alış veriş yapmamak.
karşı cins olan bir fırından ekmek almamak.v.b.
kapalı kapılar ardında yetiştiklerine inandığım tiplerdir. tadaviye ihtiyaçları vardır.
eğer bayan çok güzel ise karşı cinsten asla kankası olmaz. erkeğin söyledikleri ile beyninden geçenler hep farklı şeyler olacaktır. eğer bayan çirkin ise, erkek zaten onu erkek arkadaşlarından biri gibi göreceğinden, yani gözüne kadın gibi gözükmeyeceğinden, pekalağa çok iyi bir kankası olabilir.
ben soğuk bir sonbahar günü tanıştım onunla. soğuktu, o güz olmadığı kadar... ağlıyordum ben; elimde şemsiye yağmurun altında yürüyordum tek başıma. sonra onu gördüm işte. o... gördüğüm an ondan kopamayacağımı anlamıştım. bana sarıldı, yaralarımı sardı. herkesten çok dinledi beni, bıkmadı. yeri geldi bağırdı, yeri geldi küfretti kız olduğumu umursamadan. ama gönlümü almasını da bildi. ona hayranım. ama bu hayranlık, aşk değil. memleketteki öküzlerin birbirine karıştırdığı iki temel duygudur bu. onu seviyorsan, biraz da hayransan aşık oldum sanarsın. ama değil. içimde kocamaaan bir sevgi var. eline diken batacak diye korkuyorum. hani bir anne çocuğunu nasıl sever; ben de öyle seviyorum işte.
onun da aynı şekilde. ama hiiç birbirimize o gözle bakmadık biz. yeri geldi çimlerde yuvarlandık, abazaların tabiriyle düştük kalktık, birlikte uyuduk sımsıkı sarılarak. ama ne o ne de ben birbirimizi yanlış anladık. çünkü o benim içimi okur, ben de onun. belki onu annemden bile daha çok seviyorumdur? belki ondan bile daha fazla yanımda olduğu için... bilmiyorum. ama bildiğim bir şey varsa ben bu çocuğu canımın yarısıymış gibi seviyorum. kalplerimiz aynı anda çarpıyormuş gibi... hatta meleklerin tanrıyı sevdiği gibi seviyorum; baş kaldıramadan. canım benim. kan kardeşim. can yoldaşım. iyi ki varsın...
Olur gülüm olur yavrum olur bebeğem. şimdi bir tane bile gerçekten kanka diyebileceğimiz kardeş görebileceğimiz karşı cins kankaya sahip olduğumuzda önermeyi belleyebileceğimize göre ben elimdeki bikaç adeti bire indirerek bile önermeyi çürütmüş durumdayım.kardeşim şekerim kıskanmıyorum kızı.sevgilisi var eski sevgilileriyle de görüşüyor.cinsel olarak hiçbir şey de hissetmiyorum ki al podyuma koy akşama kadar seyret insanıdır.Freud'un eli sikinden başka yere gitmiyor diye her boku cinselliğe bağlıyosunuz ya.
tam aksi en iyi kankalar karşı cinsten olur.çünkü birbirinizi kıskanabileceğiniz ortak alanlar,hemcinslerinizle olanlardan azdır.araya fesatlık girmez.