türkiye beğenilmeyen, ele geldikçe sanki ateşmiş muamelesi yapılan, sona bırakılan o leblebi varya, yurtdışında yaşadığınızda burnunuzda tütüyor.
fıstığı, kajusu, bademinden herşey varda leblebi yok lan. o birayı yudumladığında hani benim sarı leblebim diyorsun.
bir paket var 2 aydır tane tane alıyorum paketten, karı elini uzatıyordu bir dünya fırça yedi garibim.
sürekli tartaklanan, ittirilen kaktırılan; es kaza yanlışlıkla avuçlansa bile tekrardan tabağa atılıp orada uzun bir müddet yalnızlığa terkedilen benekli leblebidir.
fındık ve fıstığın yanında üvey evlat gibi dursa da, itilip kakılsa da, burun bükülse de, hep son tercih olsa da; şu bir gerçek ki; bu beğenilmeyen leblebi, hastası olunan fındık veya fıstıkla aynı ortamı* paylaşmaktadır. demem o ki; beğenin ya da beğenmeyin, bu leblebi, fındık veya fıstığın seviyesine çerezciler tarafından layık görülmüştür.
forward maillerin bir dönem vazgeçilmezlerinden. kuruyemiş tabağı varmış efendim. üstünde fıstık , fındık , badem şu bu vs. vs. diye uzayıp gdien bir maildi. son sözü çok dokunaklıydı fekat(!) hatırlamıyorum. **
kacak: cedddd nbr?
cedric: iilik senden?
kacak: ya angelina var ya? kişisel iletisinde senin kuruyemiş olayını yazdı da çok beğenmiş sölememi istedi?
cedric: yeni mi gördü?ehehe. ben buldummm
kacak: ehehe. o mailde yazıodu
cedric: hayırrrrrrrr ben buldummmmmmmmm
kacak: yok ya valla bi kaç kere geldi hatta. tabak kuruyemiş fln leblebi!?
cedric: laaggggnnnnnn
kacak: valla ya
cedric: lagggggnnnnnn
kacak: ii peki
cedric: tmm oldu.
kacak: ehehe
en az diğerleri kadar o da bir kuruyemiş olmasına rağmen, diğerlerinin yanında pek rağbet görmeyen ve her daim tabakta kalmaya mahkum bir türdür. oysa ki girilen bir kuruyemiş krizinde ele geçse asla geri çevrilmeyecek olan da leblebiden başkası değildir. nankör dünya, herkese olduğu gibi ona da tokatını vuruyor böyle işte.