-bu sarkı bitene kadar dusmeden kendi etrafımda donersem irem de beni sevecek
--- spoiler ---
*90 lar. apartmanda saklambac oynadıgımız, balkon altına gizli gizli gidip dedikodu yaptıgımız, bodruma inip herkesten gizli sise cevirmece oynadıgımız gunler. ve karısık kasetler. hatırlar mısınız aramızda karısık kasetler gider gelirdi. benim oynama burak kutları, sımarık tarkanları, aya benzer yuregin mustafa sandalları. sonra isi ilerletip bir taraftan eric claptonlar, phil colinsler, bir taraftan metallicalar, megadeathler, aerosmithler degis tokus etmeye baslamıstık.
-esas cocuk: irem e onu sevdigimi soyleme provası yapıyorum ayna karsısında. bir turlu soyleyemiyorum.
-baba: mektup yaz.
-esas cocuk: denedim. mektup yazmayı beceremiyorum.
-baba: karısık kaset yap.
ve gunlerce ugrasır cocuk. hangi parcaları koymalıdır en guzel duygularını ifade edecek? kaseti yapar ama buyukada ya irem in dogumgune gittiginde irem ersin diye baska bir cocuga kikirdemektedir. kaseti parcalar bizim oglan sinirle.
irem in anne babası bosanacaktır. bizim oglanla okulu kırıp lunaparka giderler. bir oyun oynarlar. herkes sevdigi seylere sevmiyorum, sevmedigi seylere seviyorum diyecektir:
-bizim oglan sabah servis beklerken yanımda arkadasım olmasını hic sevmem.
-irem: cok sacmasın. hem zaten senin servisin 7 bucukta gelmiyor mu? neden hep erken iniyorsun?
irem tasınır aile bosanınca. 10 yıl sonra yeniden karsılasırlar. 2000 ler:
-irem: simdiye kadar kac sevgilin oldu?
-bizimoglan: bir
-irem: neden ayrıldınız?
-bizim oglan: muzik zevkimiz uymuyordu.
bum! saatlerce konusurlar bir yemek masasında. sezen aksu nun yeni cıkan albumu delivereni dinlerler beraber. sevisirler. sabah irem uyanır ve nisanlısının kollarına geri doner.
bir 10 sene daha gecer. 2010 lar: bir arkadaslarının dugununde karsılasırlar.
-bizim oglan: nasıl oluyor. 10 sene konusmuyoruz, karsılasıyoruz. sonra bu?
bizim oglan icer icer irem e trip atar, bagırır cagırır.
-irem: ben seni terk edip baska sehre giden annen degilim. hic bitmeyecek bir kitaba gomulen baban da degilim. kendi sorunlarının hıncını benden cıkarma.
bizim oglan babası vefat edince onun omrunu adadıgı kitabı bitirir. irem in film setine gider kitabı vermek icin.
-bizim oglan: sana kitabımı getirdim.
-irem: ilk cıktıgında almıstım zaten ben.
-bizim oglan: ama bu imzalı. irem seni kaybetmek istemiyorum.
-irem: biz o yola defalarca beraber girdik. o yol hayırlı bir yere cıkmıyor.. bizim filmimizi cekiyorum ya o aksam kitapcıdan sonra yemek masasında saatlerce konusuyorlar ve kız evine donuyor filmde. -bizim oglan: ama kızın fuları. kız fularını oglanda unutuyor ve onu almak icin geri donuyor. barısıyorlar. ama istersen tum bunları yasanmamıs sayalım. hayatıma ilk girdin karısık kasetler yapmaya basladım, 10 sene sonra tekrar girdin bankacılıgı bırakıp dj oldum, on sene sonra tekrar girdin babamın hayali kitabını bitirdim. bi on sene daha beklemek istemiyorum irem.
-cok sacmasın.
ve buyuk opucuk:)
bizim oglan babasının yıllardır tamir edemedigi lambayı sonununda degistirdi, kitabı bitirdi ve babasını sevgiyle ugurladı ya. buruk bir tebessum sardı beni. biraz huzunclu ama umutlu da.
-bu ne?
-karısık kaset?
-bu ne?
-karısık cd.
-bu ne?
-karısık usb.
--- spoiler ---
-bu sarkı bitene kadar dusmeden kendi etrafımda donersem irem de beni sevecek.
cok tesekkurler kitabın yazarı uygar sirin, filmin yonetmeni tunc bey ve ozge ve sarp.
-hic kimseyi tanımadım ben senden daha guzel. duman
bunun makbulü radyo başında sevilen şarkıları bekleyerek yapılanıdır. kaset çalara bir tane iyisinden boş kaset konur, radyo frekansı milimetrik ayarlanır ki cızırtı mızırtı olmasın, sevilen şarkı beklenir, başlar başlamaz rec-play tuşlarına beraber basılır, sevilen şarkı kaydedilir. sonra bir tane daha sonra bir başkası. böylece karışık kaset tamamlanır. eğer şarkılar kaydedilirken bir cızırtı olur yahut şarkının en güzel yerinde bir radyo anonsu girerse tüm moraller alt üst olur.
2014 yapımı film.
ben yeni izledim.
film simdi bitince taze taze dusuncelerimi yazmak istiyorum:
-bu sarkı bitene kadar dusmeden kendi etrafımda donersem irem de beni sevecek
--- spoiler ---
*90 lar.
apartmanda saklambac oynadıgımız, balkon altına gizli gizli gidip dedikodu yaptıgımız, bodruma inip herkesten gizli sise cevirmece oynadıgımız gunler.
ve karısık kasetler. hatırlar mısınız aramızda karısık kasetler gider gelirdi. benim oynama burak kutları, sımarık tarkanları, aya benzer yuregin mustafa sandalları. sonra isi ilerletip bir taraftan eric claptonlar, phil colinsler, bir taraftan metallicalar, megadeathler, aerosmithler degis tokus etmeye baslamıstık.
-esas cocuk: irem e onu sevdigimi soyleme provası yapıyorum ayna karsısında. bir turlu soyleyemiyorum.
-baba: mektup yaz.
-esas cocuk: denedim. mektup yazmayı beceremiyorum.
-baba: karısık kaset yap.
ve gunlerce ugrasır cocuk. hangi parcaları koymalıdır en guzel duygularını ifade edecek?
kaseti yapar ama buyukada ya irem in dogumgune gittiginde irem ersin diye baska bir cocuga kikirdemektedir. kaseti parcalar bizim oglan sinirle.
irem in anne babası bosanacaktır.
bizim oglanla okulu kırıp lunaparka giderler.
bir oyun oynarlar. herkes sevdigi seylere sevmiyorum, sevmedigi seylere seviyorum diyecektir:
-bizim oglan sabah servis beklerken yanımda arkadasım olmasını hic sevmem.
-irem: cok sacmasın. hem zaten senin servisin 7 bucukta gelmiyor mu? neden hep erken iniyorsun?
irem tasınır aile bosanınca.
10 yıl sonra yeniden karsılasırlar. 2000 ler:
-irem: simdiye kadar kac sevgilin oldu?
-bizimoglan: bir
-irem: neden ayrıldınız?
-bizim oglan: muzik zevkimiz uymuyordu.
bum! saatlerce konusurlar bir yemek masasında. sezen aksu nun yeni cıkan albumu delivereni dinlerler beraber.
sevisirler.
sabah irem uyanır ve nisanlısının kollarına geri doner.
bir 10 sene daha gecer. 2010 lar:
bir arkadaslarının dugununde karsılasırlar.
-bizim oglan: nasıl oluyor. 10 sene konusmuyoruz, karsılasıyoruz. sonra bu?
bizim oglan icer icer irem e trip atar, bagırır cagırır.
-irem: ben seni terk edip baska sehre giden annen degilim. hic bitmeyecek bir kitaba gomulen baban da degilim. kendi sorunlarının hıncını benden cıkarma.
bizim oglan babası vefat edince onun omrunu adadıgı kitabı bitirir. irem in film setine gider kitabı vermek icin.
-bizim oglan: sana kitabımı getirdim.
-irem: ilk cıktıgında almıstım zaten ben.
-bizim oglan: ama bu imzalı. irem seni kaybetmek istemiyorum.
-irem: biz o yola defalarca beraber girdik. o yol hayırlı bir yere cıkmıyor..
bizim filmimizi cekiyorum ya o aksam kitapcıdan sonra yemek masasında saatlerce konusuyorlar ve kız evine donuyor filmde.
-bizim oglan: ama kızın fuları. kız fularını oglanda unutuyor ve onu almak icin geri donuyor. barısıyorlar. ama istersen tum bunları yasanmamıs sayalım. hayatıma ilk girdin karısık kasetler yapmaya basladım, 10 sene sonra tekrar girdin bankacılıgı bırakıp dj oldum, on sene sonra tekrar girdin babamın hayali kitabını bitirdim. bi on sene daha beklemek istemiyorum irem.
-cok sacmasın.
ve buyuk opucuk:)
bizim oglan babasının yıllardır tamir edemedigi lambayı sonununda degistirdi, kitabı bitirdi ve babasını sevgiyle ugurladı ya. buruk bir tebessum sardı beni. biraz huzunclu ama umutlu da.
Bundan bir kaç yıl önce bit pazarından bir tane almıştım. Üzerinde bir şey yazmadığı için içinde ne olduğunu merak ediyordum. içindekiler şu idi:
A yüzü
Emel Müftüoğlu - Deli Et Beni
Yonca Evcimik -Kıyamet Günü
Umay Umay - Böl beni
Çelik - Nazına Ölüyorum
Eda Özülkü - Yandım Felek
Mirkelam - Her gece
Harun Kolçak / Bendeniz - Sev Biraz (Giriş bölümü yok)
Haluk Levent - Ankara
ilhan Şeşen - Anlat bana anane (Yarım bile değil, az biraz)
B yüzü
Muazzez Ersoy - intizar
Ebru Gündeş - Fırtınalar
Nilüfer - Ne masal ne rüya
Ayşegül Aldinç - Yanlışsın
Emel Müftüoğlu - Hovarda (Remix)
Niran Ünsal - intizar
Kayahan - Kara Saplantım
uygar şirin'in aynı adlı kitabından uyarlanan, biraz casting kurbanı türk filmi.
uygar şirin'in kitaplarından aşina olduğumuz anne ve baba temalarına, ölülerle konuşmalara nefis bir playlist eşlik ediyordu. büyük bir film değildi, büyük şeyler anlatma iddiasında değildi, içsel bir meseleyi, kalbimizdeki haklı ya da haksız, sonsuz mızmızlığı anlatıyordu.
Artık asla sahip olamayacağımızdır. Oysa çok isterdim bir sevgilim bana karışık bir kaset ya da cd hazırlasın sonra heyecan ve mutlulukla parlayan gözlerle bana getirsin ama bu devirde zor. dedem bile usb den müzik dinliyor... Ayrıca heyecan ve mutlulukla parlayan gözler sadece çocuklarda var artık.
Az evvel internetten müzik dinleme aplikasyonu indirirken aklıma gelen emek. Şimdi seçenek sonsuz ve kıymeti yok. O zaman milli takıma seçer gibi şarkı seçer alamadıklarımıza üzülürdük.
--spoiler--
irem: konuyu değiştirme.
ulaş: değiştirmiyorum. konu aynı konu. şarkılar.
irem: bi saniye, bi saniye. şimdi anladım.
ulaş: ne anladın?
irem: sevdiğin bütün şarkılar kaybetmekle ilgili.
--spoiler--
--spoiler-- uygar şirin romanından uyarlanan filmin 90'ları, 2000'leri ve 2010'ları ele aldığı bölümlerdeki hızlılığa ve parodiye dönüşmüş taraflarına takılmazsanız hakikaten güzel bir seyirlik oluyor karışık kaset. zira, ben ilişkinin 30 yıla yayılmış tavrını sadece romantik bulurken asıl babanın izinden yürüyen oğlunun armut dibinine düşer misali müziği içselleştirmesi ve babanın hakikaten o bulunmaz nadir plağı ankara'dan getirdiğinde hissettiği o coşkuyu anlamlandırabildiğim ölçüde filmi daha da sevdim. çünkü baba hobilerini o denli her şeyin önüne almıştı ki bu uğurda sevdiği insanları kaybediyordu..(mesela eşini) evi yakıp yıkıyordu ama her şey o anlık hissedilen tutkularla, müzikle manidardı. tabii böyle bir coşkudan ve ev ortamından oğul da nasibini alıyor ve babasının açtığı yolda yürüyüp o üzerinde hayli uğraşılmış kitabı bitirip belki de babasına vefa borcunu ödüyordu.
--spoiler--
--spoiler--
bir sahne var ya ulaş saçma sapan bir şekilde yer de cd'yi arıyor ve bulamıyor masadakilerden izin istiyor. akabinde cd'ye yani sezen aksu'ya dair birkaç yorum yapan masaya ayaklı bir kütüphane misali ders veriyor. albümün yanlış söylenmiş isminden tutun da çıkışına, hikayesine her derinliği onda mevcut çünkü. bazı şeyler bazı insanlar için fazlaca önemli olurken diğerleri için o kadar mühim olmayabiliyor.
--spoiler--
--spoiler--
kitap yazımında görüldüğü an mutlu kılan benim için ayrı önemi olan tülay german ve ankara'dan getirilen silüetler plağı kadar en iyi türk ozan olarak mazhar alanson isimleri bir nevi saygı duruşuydu.
hoş ama boş bir film olmuş. zaman geçişlerinde kopukluk var. sürekli 10 yıl atlıyor dizi ama bize o geçen süre hiç hissettirilmiyor ancak filmin sonunda anlaşılabiliyor. bu yüzden izlerken "noluyo burda ya" tepkisi veriyor insan. güzel bir konu, kötü bir senaryo, eh işte yönetmenlikle 10 üzerinden 6'dır benim puanım.
sinemada izlenir mi sorusuna tam olarak cevap veremese de, güzel zaman geçirmek açısından, bu kadar leş türk filmlerinin yanında şans verilebilecek, sarp apak ile özge özpirinççi filmi. zaten hiçbir kitapla aram olmasa da, kitabından haberim yoktu, vizyona girmeden önce de her gittiğim filmde fragmanını yayınlıyorlardı, ''gidelim, görelim!'' dedik izledik.
--spoiler--
ama yine de şunu diyeceğim, sarp apak'a bir türlü alışamadı gözüm, her ne kadar filmde naif bir karakteri canladırsa da, oyunculuğu esnasında, oynadığı dizilerdeki piç - clubber karakterleri dolaştı durdu gözümün önünde. yine de hakkını yemeyelim ama, sanki özge bacımızla daha bir uyuşacak oyuncu bulunabilirdi belki de; ama küçüklüğünü oynayan çocukla uyumu açısından iyi olmuş tabii. 90'lar çocuğu olaraktan ise, o zamanları hatırlatması, yazlık aşkları, o zamanların müzikleri, özellikle o dönemin sezen aksu'sunun hastası olan bir adam olarak, bu yönleri hoşuma gitti aslında. deliveren'e yapılan saygı duruşu da güzeldi, buna mukabil ışık doğudan yükselir in de anılması diğer yandan. filmin oyunculuk açısından zirvesi bana göre, bülent emin yarar. adam hangi işe girse, o filmin, oyunun, çıtasını kesinlikle yükseltiyor.
--spoiler--
Babam yaptırırdı bunlardan, egzotik arap ezgileri olsun, anlamasak da hüzünlediğimiz slowlar olsun, şıkır şıkır oynadığımız birçok şarkı vardı. Doğudayken çok seyahat ederdik, 20 saatleri bulurdu memlekete gelmemiz, olmasaydı bitmezdi yollar. Başa sarar bi daha bi daha dinler, şarkıları ezberlerdik.
güzel bir film. bu filme girmek hiç yoktu aklımda, ama iyi oldu izlediğim dedim filmden sonra. güzel olmasının sebebi tam da bu aslında. beklentinin düşük olması yani. "hadi sinemaya gidip 'karışık kaset'i izleyelim" diyerek bu filmi izleyen çok kişi olduğunu zannetmiyorum. çünkü hayvan gibi reklamı yapılmadı filmin. bir dizi kadar bile (bkz: şeref meselesi) gözümüze sokulmadı misal. dolayısıyla beklenti düşük oluyor. film de gayet başarılı. gidin izleyin lan işte.
-- spoiler --
bülent emin yarar oldukça iyiydi. lakin sarp apak bir o kadar başarısızdı bence. canlandırdığı karakterin hakkını verememiş. duyguyu yansıtamamıştı. çok sığ kalmıştı. oyunculukla ilgili terim de bilmiyom amk iyi değildi işte.
filmin ilk yarısındaki, karakterlerin çocukluk halleri de fazla uzatılmıştı. filmin bir yarısı buna ayrılmış. çocukluk kısımları biraz daha özet halinde geçilip, sonrası daha ayrıntılı işlenebilirdi. çocukluktan sonra ilk karşılaşmalarına kadar 10 yıl geçmiş. sonra kız izmir'e gitti. sonra teknedeki düğünde buluşuyorlar ki bir 10 yıl daha geçmiş o arada. adamın babası ölmüş vs. buralar fazla yüzeysel geçilmişti.
bazı hikayeler vardır o karışık kasetin ta kendisidir.
sonra gün gelir asıl sahibinden kopar gider, sokaktaki küçücük bir çocuğun eline oyuncak olur o kaset.
bir yabancının hayatına karışıp sıradanlaşır o hayat(-lar) ve uykular ancak siyahın izin verdiği kadar sarışınlaşır.
yara olur zaman.
ve burada o söz konusu şarkıların sırası unutulsa bile yarası asla unutulmaz:
a yüzü
1. aşkın nur yengi . ayrılmam
2. levent yüksel . karaağaç
3. `nazan öncel . a bu hayat
4. yaşar gaga . aşk acıtır
5. demet. bir vurgun bu sevda
6. sezen aksu . son bakış
7. mete özgencil . olmalı
8. göksel . kurşuni renkler
9. candan erçetin . gel yeter
10. nazan öncel . bu havada gidilmez
b yüzü
1. sezen aksu . el gibi
2. ikinci bahar film müzikleri - cengiz onural. benimle evlenir misin
3. nazan öncel . ağla erkeğim ağla
4. yaşar gaga. aşıksın gidiyorsun
5. sezen aksu. ah mazi
6. demet . arnavut kaldırımı
7. rengin. gitmek kolay
8. yaşar gaga . mendilimde gülüşün
9. nazan öncel . bir hadise var
10. sezen aksu . rumeli havası