Az evvel internetten müzik dinleme aplikasyonu indirirken aklıma gelen emek. Şimdi seçenek sonsuz ve kıymeti yok. O zaman milli takıma seçer gibi şarkı seçer alamadıklarımıza üzülürdük.
Bundan bir kaç yıl önce bit pazarından bir tane almıştım. Üzerinde bir şey yazmadığı için içinde ne olduğunu merak ediyordum. içindekiler şu idi:
A yüzü
Emel Müftüoğlu - Deli Et Beni
Yonca Evcimik -Kıyamet Günü
Umay Umay - Böl beni
Çelik - Nazına Ölüyorum
Eda Özülkü - Yandım Felek
Mirkelam - Her gece
Harun Kolçak / Bendeniz - Sev Biraz (Giriş bölümü yok)
Haluk Levent - Ankara
ilhan Şeşen - Anlat bana anane (Yarım bile değil, az biraz)
B yüzü
Muazzez Ersoy - intizar
Ebru Gündeş - Fırtınalar
Nilüfer - Ne masal ne rüya
Ayşegül Aldinç - Yanlışsın
Emel Müftüoğlu - Hovarda (Remix)
Niran Ünsal - intizar
Kayahan - Kara Saplantım
1980 lerin sonunda çocuk olanlar bilir. istenilen şarkılar 60 lık veya 90 lık kasete göre adedi belirlenerek bir kağıda yazılır, kasetçiye götürülür. abi bu var, bu yok diye şarkılar ayıklanır. haftaya gel al denilir.
bunların bir de 46'lıkları vardı. a yüzüne hareketli şarkılar, b yüzüne slow şarkılar konurdu ki, acil bir durumda şarkı aramakla uğraşılmasın, kaset hemen ters çevirilsin. walkmanlerin pili bitmesin diye kaseti çıkarıp kalemle ileri almalar mı dersin, teybin kasedi mundar ederek bantlarını sarması mı dersin, neleeer neler...
--spoiler-- uygar şirin romanından uyarlanan filmin 90'ları, 2000'leri ve 2010'ları ele aldığı bölümlerdeki hızlılığa ve parodiye dönüşmüş taraflarına takılmazsanız hakikaten güzel bir seyirlik oluyor karışık kaset. zira, ben ilişkinin 30 yıla yayılmış tavrını sadece romantik bulurken asıl babanın izinden yürüyen oğlunun armut dibinine düşer misali müziği içselleştirmesi ve babanın hakikaten o bulunmaz nadir plağı ankara'dan getirdiğinde hissettiği o coşkuyu anlamlandırabildiğim ölçüde filmi daha da sevdim. çünkü baba hobilerini o denli her şeyin önüne almıştı ki bu uğurda sevdiği insanları kaybediyordu..(mesela eşini) evi yakıp yıkıyordu ama her şey o anlık hissedilen tutkularla, müzikle manidardı. tabii böyle bir coşkudan ve ev ortamından oğul da nasibini alıyor ve babasının açtığı yolda yürüyüp o üzerinde hayli uğraşılmış kitabı bitirip belki de babasına vefa borcunu ödüyordu.
--spoiler--
--spoiler--
bir sahne var ya ulaş saçma sapan bir şekilde yer de cd'yi arıyor ve bulamıyor masadakilerden izin istiyor. akabinde cd'ye yani sezen aksu'ya dair birkaç yorum yapan masaya ayaklı bir kütüphane misali ders veriyor. albümün yanlış söylenmiş isminden tutun da çıkışına, hikayesine her derinliği onda mevcut çünkü. bazı şeyler bazı insanlar için fazlaca önemli olurken diğerleri için o kadar mühim olmayabiliyor.
--spoiler--
--spoiler--
kitap yazımında görüldüğü an mutlu kılan benim için ayrı önemi olan tülay german ve ankara'dan getirilen silüetler plağı kadar en iyi türk ozan olarak mazhar alanson isimleri bir nevi saygı duruşuydu.
piyasada hali hazırda mevcut olan karışık kasetler bir yana bir de kaset kaydı yapabilen müzik setleri yardımıyla manuel olarak hazırlanan karışık kasetler vardı, ki kendiler teen age zamanlarımızın en utanmaz tanıkları olurlar.