karısına güvenen adamdır. karısı gece dışarı çıktı diye niye elaleme meze olsun, neden geceyi başka erkeğin koynunda tamamlasın? evli bir kadın arkadaşlarıyla iki bir şey içmeye gidince neden sorun olsun? şu gece çıkmalarına neden ön sevişme muamelesi yapıyorsunuz arkadaşlar?
örnek veriyorum, aramızda evli bayan yazar var diyelim, zirve yapılacak, gece alkollü bir yere gidilecek. bu bayanın gelmesinde bir sakınca olur mu? evliyim, eşim gelemedi, işi vardı dediğinde taciz etmeyi mi planlıyorsunuz?
o kadının da evlenme çağına gelene kadar güvenebileceği dostları olmuştur, onlarla gençse eğlenmeye, klübe, konsere vs gidebilir, yaş ilerledikçe fasıla, ne bileyim canlı müziğe filan gidebilir. neden gidemesin ki?
aynı zihniyet dul kadınların her gece birilerine verdiğini düşünüyor aynı sebepten işte. ve bir kadın olarak tek temennim şudur; böyle sapık sapık düşünceler içine girenlerin babası ölsün veya evi terk etsin de, dul kadına hakaret ve iftira nasıl bir şeymiş görsünler.
evli kadına gelince, kadının içinde varsa, kocası işe gittiğinde kapıcıya verir, yine verir, yine verir. içinde yoksa ordu gazinosuna gitsin, yine bir şey olmaz. evlilik güven üzerine kurulmalıdır, başka türlü yürümez ki zaten.
Eşini hiç sevmeyen dolayısıyla eşini hiç kıskanmayan erkek sendromudur. Güvenle alakası olmayan bir durumdur. insanlar sevdikleri şeyleri diğer insanlardan azda olsa kıskanır ne şerefsiz adammıssın sen be.
ren geyiğinin insan vücudunda vukû bulmuş halidir. yok efendim ortaçağ baskısı, aman efendim maço tavırlar bilmemneler onları ufak ufak geçmemiz gerekiyor. böyle bir vaziyetin ataerkil bir topluma kabul ettirilmesi imkansızla eşderdir. çağdaşız, moderniz? evet hepimiz artık avrupalıyız çünkü... fakat senin anan soğan baban sarımsak olduğu sürece ne kanındaki anadolu, ne de zihnindeki türk erkeği kodları kırk takla atsan da değişmez, zorlamasın kimse kendini.