istanbul un sırf bu trafik çilesi yüzünden yaşanmaz hale gelmesinin baş sorumlusu olanlardır. irili ufaklı arabalarının içinde tek başına seyahat ederek zaten kilit olmaya teşne istanbul trafiğini iyice ömür törpüsüne dönüştürmeye kendi kararınca katkı yapan zillileri gördükçe kendilerine hayır dualarımı eksik etmiyorum.
geçen karşıya geçmem gerekti sözlük. her mantıklı ve çevre konusuna duyarlı insanın yapması gerekeni yapıp araba yerine akbilimi alıp yola koyuldum. bir kere metrobüslere hayran kaldım. bizlere bu sunanların ellerine, yüreklerine sağlık. çok güzel bir uygulama. tek sorun mesai saatlerinde yoğunluktan dolayı binmenin neredeyse mümkün olmaması. inşallah yetkililer bu sorunu da en kısa zamanda çözmeyi başarırlar.
neyse mecburen otobüse atladık. tıngır mıngır köprü girişine kadar geldik. ordan sonrası malum. milim milim ilerliyoruz. yapacak bir iş de olmadığından camdan dışarıyı, araçları ve sürücüleri kesiyorum. bir de baktım her 3 araçtan birinin sürücüsü kadın. bir, erkek... iki, erkek... üç, kadın... evet, bu şekilde tam on sefer bu şekilde üstüste saydım. hemen hepsi de araçta tek kişiler. yuh dedim. ulan hepiniz de bu yaşta bu parayı nerden buldunuz, servise binmiyorsunuz, kazandığınızı benzine arabaya mı yediriyorsunuz? hadi erkekleri anlarım, tahsilatçısı var, pazarlamacısı var, dağıtımcısı var, e alemcisi de var. haliyle araba bir zorunluluk. ama size ne oluyor?
sabah işe gidip akşam geri dönmecen. bunun için araba şart değil ki. sorsan bu zillilerin hepsi de çevrecidir. külahımın çevrecileri sizi. öyle olsaydı en azından bir kaç arkadaş aynı arabayı paylaşmayı akıl ederdiniz.
benim gibilerin bakışları rahatsız etmiş olacak ki gözlerini saklamak için hemen hepsi de karınca tipi iri gözlükler takmış, bu sarı yellozlar.