ayrılık getirir. seven eş, eşin annesini de anne bilir ve kendi annesine yapmayacağı muameleyi eşinin annesine yapmaz. kimse annesinin huzurevinde kalmasını istemez. o halde eşinin annesinin huzur evinde kalmasını neden istesin ki?
bir de böyle şeylerin normalleştirilmemesi lazım.
kimse kimsenin hizmetçisi değildir lakin annelerde eşya değildir bir yere verilsin alınsın, erkeğin orta yolu bulması gerekmektedir. eger bulamazsa en iyi çözüm eşinden boşanmak olacaktır iki tarafında mutluluğu için sonuç itibariyle ana bu kardeşim bir ikincisi bulunmaz dolayısıyla huzur evine verilmez.
edit: bu entrynin neresini anlamadın da eksiledin acaba.
--spoiler--
geçen eve gittim, basıyorum zile açan yok. bir basıyorum iki basıyorum yok, kapı duvar. bi koydum tekmeyi kapıya, girdim içeri. nerdesin lan diye bağıracaktım ki, karı da tam kapının arkasında olmasın mı? yapışmış duvara...nerdesin lan dedim? ocakta yemeğim vardı yetişemedim dedi? ne yemek yaptın lan dedim? kuru-pilav demesin mi? sofraya da bir tekme, tencere mencere 5. kattan aşağa indi. şimdi bu entryi baba evinden yazıyorum.
-spoiler--
o değil de, sözlük kazak erkek doluymuş ya la. şimcik bekara karı boşamak kolay derler bizim oralarda ki, eminim sizin oralarda da bir iki kere duymuşsunuzdur bu lafı. demem şu ki, büyük lokma ye, büyük konuşma.
gelelim meseleyi ciddi alıp yapacağımız yoruma,
aslında işin sırrı olayı bu raddeye getirmemekte gizli. saygılı bir eş, saygılı bir ilişki ve kendini bilen bir kadın ile bu olay buralara kadar gelmez. annenizi ve eşinizi, kalbinizde sadece iki kadın için yer olduğuna inandırısanız mesele kendiliğinden çözülür.
dediğim gibi, kapının önüne koyarım, boşarım, ağzına çakarım...yakışmıyor yiğitlerim. *
maalesef annenizi huzur evine koyarken elini öpüp helallik istediğinizde anneniz size hakkını helal edermiş gibi gözükür ama içinden, "allah belanı versin oğlum bana bugünleri de mi gösterecektin!!!", der; evet, maalesef ki bu işin hakikati böyledir, aksini düşünürseniz kendinizi sadece kandırmış olursunuz. o anne ki sizi 9 ay 10 gün karnında taşımış ve eşşek kadar herif olana dek her şeyinizle bizzat ilgilenmiştir, her üzüldüğünüzde onun için 10000 parçaya bölünmüştür, karınız anneciğinize bakmayı reddediyorsa, icap ederse kadın tutacaksınız ya da daha hafif bir işe geçip, gerekirse home office çalışıp eşşek gibi kendiniz bakacaksınız arkadaşım, annenizden asıl o zaman gerçek helallik alıp eğer cennet diye bir yer varsa oraya gidebilirsiniz gönül rahatlığıyla.
eğer kaynanana kişisi zamanında 'senin karıyı mahkemeye verelim de boşanın. ' demişse, bu durumu hak ettiğinin resmidir. keser döner sap döner, gün gelir hesap döner..
malum karinin lafina gore hareket sozumona erkek musveddesinin karsi cikamayacagi durumdur.
ulan annen o senin, o karin yokken o vardi, o buyuttu seni. karinla yasadigin guzellikleri o kadin sana bahsetti.
karinla gecirecegin zaman uzun olabilir ama muhtemelen yasli olan annenle gecirecegin sure de kisa bir zaman!
o yasta bir insani huzurevine terkedip gidip o karinin koynunda yatacaksin hee?
sen bu durumda sumsuk bir herifsin, erkek musveddesisin!
konuyla ilgili kisa bir hikaye de vardir bilmem bilir misin sumsuk herif!
...
vakti zamaninda serefsiz bir kadin kocasinin kendine olan sevgisini olcmek icin der ki:
" eger beni cok seviyorsan anneni ucurumdan asagiya atarsin, hem zaten yasli, ben bakamiyorum artik, at kurtulalim."
herif dusunur dusunur, karinin lafindan cikamaz, ve karar verir, atacaktir annesini, hem zaten yaslidir ne de olsa!
anne ise olani biteni duyar, bilir ki atacak oglusu kendisini ucurumlardan. ama olsun diye gecirir icinden, evladim mutlu olsun da, ben olsem de olur, hem zaten yaslandim, daha yasasam ne olur ki der icten ice.
herif ertesi gun annesini alir sirtina, yol boyunca gozunu karartir, anne ise sessiz, bilir birazdan olacaklari.
" oglummm, oglummm, yavrumm, ucurumun kenarinda cok dolanma, allah korusun dusuverirsin asagiya, aman yavrum geri dur da oyle at beni!"
...
okudun mu sumsuk herif, anne boylesine kutsal bir varliktir iste!
yok, kesmediyse al bir tane daha!
...
zamanin birinde bir kadin kocasindan eger kendisini cok seviyorsa bunu ispat etmesini ister. nasil olcak der bizim herif. karisi da anneni oldur, cigerini bana getir der!
bizim herifte gozunu karartir, ne de olsa karisidir ve bir omur onunla yasayacaktir, gider annesini oldurur. cigerini soker, yola cikar, kosa kosa karisina gotururken birden ayagi takilir, yere duser, kendi bir yana, annesinin cigeri bir yana yuvarlanir..herifin elleri filan kanar dusmenin etkisiyle ve annesinin cigerinden bir ses yukselir o anda:
" oyyy yavrumm, kuzumm benim, bir yerin acidi mi, bir sey olmadi dime bir yerine!"
...
boylesine kutsal anlami olan bir varligi goturup sidikli bir karinin lafiyla yalnizliga terkedeceksen eger senin ben adamligini, insanligini...!
iyi bir boşanma avukatı bulma zamanının geldiğini hatırlatır eşin çağrısıdır, bu kadına uyup gerçekleştirilecek böyle bir eylemin vicdan azabını hiçbir şey paklamaz.
çok sevgilim oldu. en değersizine bile anneme dediğimden fazla seni seviyorum demişimdir; gençlik işte... hatta çocukluk... her seferinde ya beni terkederse korkusu yaşayıp anneye sarıldığımdan çok sarılmışımdır, aptallık işte; daniskası aptallığın. ama bu onları annemden daha çok sevdiğim anlamına gelir mi? anneme sorsan gelir; anne gelmez o anlama, merak etme...
- sen beni terketmezsin, bunun yavşaklığı var biraz anne.
- seni bir yerlere gönderme niyetinde olan kadının, açık ve net, götüne tekmeyi basarım. artık mor çatı'ya mı sığınır yoksa ruh ve sinir hastalıkları hastahanesine mi keyfi bilir anne...
şimdi şöyle düşünelim: karı kocanın her ikisi de çalışıyor ve bu şekilde kazandıkları parayla ev ancak geçiniyor, birinden birinin aman,başlarım işine deyip, işten ayrılma lüksü de yok ki evdeki yaşlılara baksın, ne yapacaklar bu durumda? gerçi, ben kendi anneme yapılmasını kabullenemediğim bir hareketi eşimin annesine de yapamam diye düşünüyorum. bir yandan da çalışmak zorunda olunduğu için kendi çocuklarına bile bakamayıp bakıcı tutar, kreşe gönderirken kaynanayı nasıl bakacaksın, diye düşünürüm. sonuçta çocukların ağır basar. o zaman yapılacak en uygun şey, kemeri biraz daha sıkıp, kaynanaya evde bakacak bir bakıcı tutmaktır.
