oktay rifat' ın mükemmel şiirlerinden biri.
sofalar seninle serin
odalar seninle ferah
günüm sevinçle uzun
yatağında kalktığım sabah
elmanın yarısı sen yarısı ben
günümüz, gecemiz, evimiz ,barkımız bir
mutluluk bir çimendir bastığın yerde biter
yalnızlık gittiğin yoldan gelir.
Sen bir piliç gibisin
taze ve beyaz.
esince rüzgâr, tüyleri karışan
su içerken boynunu eğen
ve toprakta eşinen
ve yürürken
senin sultanlara yaraşır adımlarınla
ağır ağır giden
ve iterek göğsünü ileriye
çalımla çimende gezinen
bir piliç gibisin sen.
Erkeğinden daha üstün bir piliç.
Tanrı'ya yaklaştıran
tüm günahsız hayvanların
tüm dişileri gibi.
Eğer yanılmıyorsam
yanıltmıyorsa eğer beni gözlerim
başka hiçbir kadında değil
bunlar arasında senin eşin.
Akşam
tavukları bastırınca uyku
öyle sesler çıkarırlar ki
bazen hastalanıp inildediğinde
tatlılar tatlısı sesini anımsatır senin.
Sen bilmezsin
kümeslerin yumuşak ve üzünçlü sesine
nasıl benzediğini sesinin.
Sen gebe bir düve gibisin
hafif
ağırlaşmamış daha
şen şakrak hatta,
boynunu çeviren
okşayınca,
boyun değil
yumuşak pembeden bir et çemberi sanki.
Karşılaştığında
duyarsan böğürdüğünü
o ses
o denli yakınıcıdır ki
koparıp bir tutam ot
edemezsin vermeden.
Hüzünlüysen eğer
işte ben de öyle sunuyorum
armağanımı sana.
Sen dişi bir köpek gibisin
uzanmış yere,
gözleri bunca tatlı
ve acımasız yüreği.
Bastırılamayan bir öfkeyle tutuşmuş
bir ermiş oluveriyor
ayaklarının dibinde
ve öylece sana bakıyor
Tanrı'sı ya da Efendisiymiş gibi.
Evde ya da yolda
Yaklaşmaya görsün birisi
hemen gösteriyor bembeyaz dişlerini,
kıskanç mı kıskanç
sevgisi.
Sen ürkek bir tavşan gibisin.
Daracık kafesinde
dikilir ayağa
görünce birini
ve durur tetikte
uzatarak kulaklarını.
Kepek ya da hindiba götürmeni bekler,
olmayınca da
büzülüp içine
karanlık köşeleri seçer.
Hangi gönül razı olur
ağzından almaya yemini?
Hangi gönül razı olur almaya
kurmak için yuvasını
üstünden yolduğu tüyü?
Hangi yürek katlanır
acı çektirmeye ona?
Sen bir kırlangıç gibisin
baharda dönen,
ama güzün göç eden.
Ne ki yok bu son alışkanlığın senin.
Daha çok
tüy gibi deviniş almışsın
kırlangıçtan.
işte budur bana
yaşlılığını duyan
ve yaşlı olan bana
bir başka bahar muştulayan.
Sen bir karınca gibisin
yarınını düşünen.
Çıkınca kıra gezmeye
ninesi onda konuşan
yanındaki bebeye.
Ben de böyle işte
başka hiçbir kadında değil
ya arıda buluyorum seni
ya da Tanrı'ya yaklaştıran
tüm günahsız hayvanların
dişilerinde.
kadınım... Her şeyim.. Çocuklarımın anası.. Allah'ımın bana en büyük armağanı.. Bu mektubum sana..
Çok bekledim seni hayırsız. Bu satırları yazarken hala bekliyorum. Sana kavuştuğum gün ilk soracağım şey, neden bu kadar geciktiğin üzerine olacak. .) hangi yoldan geliyorsun anlamadım ki.. Yıl olmuş 2015 at arabası mı kullanıyorsun, yayan mı geliyorsun, çevir bi taksi, atla bi uçağa hızlandır şu süreci.. Seni ararken geçen sürede çok canım yanıyor.. Herkes bir parça kopartıp gidiyor canımdan... Tamamen yok olmadan gel artık...
Geldiğinde şu müziği de kapat.. .)
Gel vefasız, gel vicdansız,
Çağırmazdım acil olmasa...
Gel de bitsin şu yalnızlığım.. Hayatım renklensin.. Sıkıldım bu siyah - beyazdan.. Aslında renkli biriyim. Biraz kızıl biraz mavi severim ben öğreneceksin zamanla.. Seninle çok güleceğiz, çok gezeceğiz buna hazır ol.. Bana huzur verecek gülüşün, içimi titretecek öpüşün, çok seveceğiz birbirimizi.. Çocuklarımızı da*. En az üç çocuk istiyorum haberin olsun.
Annenlere gideceğiz, annemlere gideceğiz.. Misafirliklere gideceğiz.. Misafir ağırlayacağız.. Ülkemizin çeşitli sahil şehirlerine gideceğiz.. Deniz olan yeri severim.. Yaşadığımız yerde ya deniz olmalı ya denize yakın olmalı. Bir çok ülkeye gideceğiz.. Bunlarla ilgili çok fazla çalışmam Var umarım seyahati ve yeni şeyler, yeni yerler keşfetmeyi seven macera ruhlu birisindir.. Yalnız geçen onca zamanımı unutturacak kadar çok seversin beni umarım.. Ben çok çabuk bağlanıyorum.. Çok çabuk sevebiliyorum.. Çok kıskanıyorum. Çok çabuk da sinirlenebiliyorum. Biraz da duygusalım.. Birazda ormantik.. Odunsu taraflarım çoksa da düşünürüm çok şeyi.. Seni mutlu edecek her şeye varım.. Umarım ani hava değişikliklerim seni korkutmaz. Her zaman birbirimize destek olduğumuzda pek sıkıntımız olacağını sanmıyorum.. Ve bittabi her günümüz güzel geçmeyecek.. iki insan kalan ömürlerini birlikte geçirmek için atacakları adımda zorlunyollardan geçerler bilirsin. Her kötü koşulda bana daha çok sarılmanı bekliyorum senden. Çünkü başım sıkıştığımda ilk koşacağım kişi, en büyük dayanağım sen olacaksın. En başta sen beni yolda bırakırsan nasıl toparlarım ben.. Ve çok büyük kavgalar edebiliriz bi anlık sinirle birbirimize kötü sözler sarfedebiliriz benim ailemde yuva yıkma sevilen bir durum değil ve zaten o imzalar atılırken hastalıkta sağlıkta, iyi günde ve kötü günde birbirimize destek olacağımıza söz verdiğimizden bu konuda da sorun yaşayacağımızı sanmıyorum.. Her anlaşmazlık ve kavgamızda birbirimize anlayış göstermeliyiz. Ve olayı büyütmeden güzellikle noktalamalıyız.. Öyle yastığımı alayım salona gideyim ben bu akşam.. Yok öyle bir şey.. Anca beraber kanca beraber..
Ve unutma güzelim, geçmişinde yaşadığın beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor.. Geçmişinin benim için en güzel yanı seni bana ulaştıran yol olması. insan olman, sevgi dolu olman benim için en önemli şey.. Geçmişinde yaşadığın her ne ise birisi eksik yaşansa yollarımız kesişmeyebilirdi..
Geçmişini unut diyemem ama orada takılıp kalmazsan çok mutlu olurum..
Seni daima sevecek olan eşin, dostun, sırdaşın...
kafamı pek toplayamıyorum, şimdilik bu kadar yazacağım.. daha sonra yine görüşürüz. Sağlıcakla kal.