kartopu fırlatacak gücü kendinde bulamayan hınzırın işidir bu.
her şey başlangıçta ne kadar samimi ve masumdu oysa. dışarıda şeker gibi yağan kar. şöminenin başında sevgiliyle geçirilen romantik dakikalar.
(bkz: biraz daha sıcak şarap?)
gecikmeden kartopu oynama fikri bıngıldar. bu romantizme dışarıda devam etmeye karar verilmiştir. dışarı çıkılırken kız bodrum katına uğrar. acaba bu bir süpriz olabilir miydi? o gelene kadar dışarıda kartopları hazırlanır. çıkar çıkmaz bir tane fırlatılıp moral üstünlüğü yakalanacaktır.
o da nesi? sevgili yanında güttüğü bir mancınıkla çıkagelir. sevgilinin içinde uyuyan çocuğun mazoşist olduğu anlaşılır. 14 şubat a sevgilisiz girmiş olmak artık koymuyordur. kaderde kör bir kartopu tarafından vurulup 14 şubat ı görememek de olabilirdi.