içene de ampul'ü koyup civ civi sıcak tutmuştur. hatta renkli civcivler bile beslemiştir. genelde ölmüştür, ölmeyeni ni de kesip komşusuyla paylaşmıştır. kim bilir bunun gibi efsane olabilecek daha neler yapmıştır.
o renkliler hemen ölüyordu. gerçi sarılarda ölüyordu. çünkü sarı da bir renk. yani suç benim civcivlere bakamamam değil, suç civcivlerin renkli olmasında.
hepimiz yetiştirdik. sarısını, yeşilini, mavisini. hatta o dönem bir efsane vardı, "yumurtasını boyuyorlarmış, civcivde kabuğun rengine bürünüyormuş." şeklinde. kuvvetle muhtemel hurafeydi. renkli olanlarının büyüdüğüne hiç şahit olmadım. gerçi orjinal renginde olanların da büyüdüğüne hemen hemen hiç şahit olmadım. ne bekliyorduk ki, fabrikasyon varlıklar ancak kendi fabrikalarında hayatlarına devam edebilirlerdi.
Pazardan ya da pet shop lardan aldığınızda bahçesinden almış olmuyordunuz orda da kutuya ya da kafese kapatılmış oluyordu.
Civciv alanlara bahçeden çalmış muamelesi yapanlara uyuz oluyorum. Ölüyo falan diyonuz da biz baktık yani öküz gibi de oldular. Ötüp bizi uyandıran da oldu rezil eden de. 3 gün sonra ölüyorsa bu senin beceriksizliğindir bizim caniliğimiz değildir arkadaş ya.