uludağ'a nispeten bisikletle tırmanması daha zor olan dağ. uludağ'dan daha kısa bir tırmanış olmasına rağmen eğimin sürekli değişmesi ve yer yer çok yüksek değerlere çıkması temponuzu iyi ayarlamanızı gerektirir. ayrıca uludağ'da eğim bazı yerlerde düşerken siz soluklanma şansı bulursunuz, ama burada eğim yüzde sekizlerin altına neredeyse hiç inmez. asfaltı uludağ'a göre çok daha iyi durumdadır. bu nedenle inişi daha güvenli ve zevklidir.
başlığıyla anılarımı canlandıran harika yerdir. otostopla çıkıp yine otostopla inmenin verdiği zevk paha biçilemez...teleferiğe binmek üzereyken pat diye elime tutuşturulan bedava sınırsız kartı saymıyorum bile...
buraya kim neden kayak merkezi dedi, neden adamın biri buna inandı da yüklü yatırımlar yaptı anlam veremediğim yer. doğru düzgün sezonunun olmadığı ve denize yakınlığı nedeniyle fazla miktarda kar tutamayan bir bölge. popüler olmasının tek nedeni istanbullu işini bilmeyen günübirlikçiler. an itibariyle 30 cm kar olduğu iddia edilmekte ancak pistler ekseriyetle çamur içinde.
denk gelir de iyi kar yağarsa da abartılı telesiyej ücretleri ile karşı karşıya kalırsınız. 15 tl bir seferlik biniş gibi rakamlar var. kimse de demiyor ki aga bu nedir.
pistler ise az sayıda ve çoğunlukla bakımsız. 110 cm kar varken çamur olan yerler vardı.
haftasonları kalabalıktan hiçbir şey anlamadan gününüz biter. 5 dakika kayak, 15 dakika sıra, 15 dakika ulaşım döngüsünde ne zevk alınabilir ki.
eskiden benim olan ama turizme açıldıktan sonra nefret ettiğim bir yer ayrıca 100 kere söyledim kartepe değil keltepe dir.
yukarıda bencilliğimi ve kızgınlığımı gördünüz ama hakverin.
bence keltepe, sonbaharda kuru meşe dallarının at arabasıyla gidilip toplandığı bir dağdır.
sen gidemezsen gidenler vardır verirsin bi kaç kuruş getirir yıkarlar, avluya bi araba çalıyı. bütün kış bahçedeki kubbe fırınını yakar ekmek yaparsın, yani ananen yapar, sen yersin.
bazıları, eteklerine mantara gider genellikle korkar yemezsin ama bakarsın koca koca mantarlara, ne değişik şekilleri var dersin.
bazende uzaktan seyredersin bulutlar dağın yarısına inmiştir, anlamazsın nasıl iştir bu dersin bulut havada olur. sonra düşünürsün e havada işte havada ama yer gökte. karışık bişey. anlamazsın koşup oynamaya dalarsın.
şimdi sucuk ekmek falan yapıyorlarmış, turistlere.
yav sucuk oraya ait bişey değil.
söz temsili bi bakkala gidip sucuk var mı desen adamı döverler ne diyon sen diye. (yani eskiden)
e gerçi biz ananeden kalma evimize sahip çıkamadık, deprem aldı götürdü koca dağ halka açılmış çok mu ?
Sevgili ile gidildiğinde çok daha güzeldir. ilk defa üç gün önce iki günlüğüne gittim. Gerçekten oldukça güzel yer yapmışlar tabii bunda hafta içi olmasınında etkisi vardı. Genel olarak pistler her yaşa her seviyeye uygun, 4 farklı pist ve pist içerisi çeşitli yollar var. Lakin duyduğum kadarıyla kesinlikle tatil günleri ve haftasonları gitmeyin. Sıra beklemekten kayak yapamıyormuşsunuz. Telesiyeje günlük sınırsız 50 TL verdik. Yemekler doğal olarak pahalı, hamburger 10 lira civarı ve cidden kötü. Ayrıca kayak/board takımlarınız yoksa kesinlikle dağa çıkmadan aşağıdan kiralayın, fiyat inanılmaz farklı. Aşağıda 25 TL'ye kiraladığımız kayaklar yukarı çıkınca 50-60 TL oluyor bir anda. Benim için en ilginci ise sağınızda solunuzda geyik sürüleri varken aralarından kayarak geçiyorsunuz. Kısacası önyargılı olmadan gidip görülesi bir yer. Kayak yapmayacaksınız bile zirveye bir çıkıp manzaraya bakın ve sessizliğin tadını çıkarın.
ets tur ile inşallah bu pazar gidip görme fırsatım olacak kartepe'yi...kartepe'nin yanı sıra maşukiye -ikinci kez gideceğim- ve sapanca gölü'ne de gideceğiz. gözlemlerimi paylaşmak isterim sonrasında...
yıllarımın geçtiği sakarya da görmeye değecek en güzel yer maşukiye dir. kartepe de güzeldir fakat maşükiyenin yeri ayrıdır. gidip görmeyenlerin ölmeden önce görmesini dilerim.
kayak tesisleri hayatımda gördüğüm en boktan tesislerden biri. yalnızca kayak tesisi özelinde değil. ben böyle boktan böyle düzensiz, pis adam sken bir yer görmedim. Otuz gram sucuk ekmek 25 lira. Otuz bir gram gelsin kendimi keserim. bu içine sıçtığımın yeri 1000 kişilikse o kadar adam sokun. 5000 kişiyi üst üste koymanın ne anlamı var. turizm bitmişmiş. beter olsunlar.
buraya gitmeyenler olarak 5 kişi falan kaldık herhalde.
kış tatilini hiç sevmem. babam uzun yol şoförü ve ben kışın ne olduğunu 2001 yılında, 7 yaşındayken, sivas kızıldağ'da öğrendim. soğuktan zincir takamamıştık. elimiz zincire yapışmıştı.
