eskiden insanların mayolarıyla sokaklarında tur attığı modern bir avrupa kasabası görünümündeyken 70'lerin sonundan 90'ların ortasına kadar devam eden orc göçleri sonucu medeniyetten uzaklaşmış, plajları kapatılmış, insanları yozlaşmış, şimdilerde ise kültür faaliyetleriyle tekrar sosyal statü atlama çabasına giren istanbul ilçesi.
O'nu yaşayanların O'na istanbul'un yaşanacak tek yeri olarak baktığı, Kartalite çerçevesinde istanbul'un Kültür merkezi(!) olan, kimsenin ne olduğunu ve akıbetini bilemediği ve bilemeyeceği o beton(!) meydanıyla oradan oraya taşınan minibüs durağıyla güzel bir yerleşim merkezi...
istanbul'un gürültüsünden uzak;kafa dinlemek için eskiden ideal olan ama şimdilerde pek bozulmuş ilçe.1990lı yıllarda esmekte olan çakal Mütehait furyasından etkilenmiş ve tüm müstakil evler mütehaitler aracığıyla koca dev çirkin apartmanlara dünüşmüştür.Sahili görülmeye değerdir.Üst kısımlarında hala Güney istanbul'un son ormanları olan Aydos ormanları varlığını sürdürmektedir.Ayrıca Adalar'ı gören eşsiz manzarası eşliğinde çay içmek gayet keyiflidir.Tüm merkezi bir caddeden oluşmaktadır.
pendik ile maltepe arasında bir semt. yıllar önce refah partisi egemenliğine geçtikten sonra, muhafazakar olmuş bir ilçedir. sahil kısmında lunapark bulunur. dağlara doğru çıkılınca yakacık gibi müthiş manzaralı harika lahmancunlu bir yere ulaşılır.
Tüm kartalların gözlerinde "niktitant zar" denilen fazladan bir göz kapağı vardır. Bu kapağın işlevi gözleri temizlemek ve korumaktır. Örneğin kartallar yavrularını beslerken göz kapaklarını genel olarak kapalı tutarlar. Bu yavruların yanlışlıkla ebeveynlerinin gözlerine bir zarar vermesini engellemek için alınmış bir önlemdir.
Bazı kartallar, havada inanılmaz bir sürat yaparak aşağıya doğru inişe geçerler. Bu dalış esnasında saatte yaklaşık 322 km. hız yaparlar. Büyük kartallar avlarına çok hızlı çarparlar. Kel kartalın avına vuruşu, yivli tüfek mermisine kıyasla iki kat daha güçlüdür.
